Valla yılını hatırlamıyorum ama yerini ve yerimi gayet iyi hatırlıyorum.. 160 milyon yıl, dünyaya hükmeden dinozorların en büyüğü T. Rex'in orijinal iskeletini, doğa tarihçileri kazılarda ele geçen kemikleri birleştirerek kurmuşlar. Londra Doğa Tarihi müzesi/Naturel History Museum'un en büyük salonunda sergileniyor.. Ben de o devasa dinozorun karnının tam altında oturuyorum.
Ne işim var orda?.
Pirelli, efsane olan takvimlerinin o yılkini tanıtım için dünya gazetecilerini toplamış. Londra Doğa Tarihi Müzesinde bir gala yemeği düzenlemiş. Gazetecilerin masasını da her bir kemiği servet, her bir kemiği bir daha yerine konmaz o kim bilir kaç yüzbin yıl yaşındaki canavarın altına kurmuş..
Bir kaç yıl sonra tanıtım gene Londra'daydı. Bu defa gala gecesi, Londra Ağır Ceza Mahkemesi/ Old Bailey adlı tarihi saraydaydı. Yok canım, müze falan değil, hala kullanılıyor 1585'te de yapılan saray..
Gündüz davalar görülüyor. Gece büyük alan, galalara ziyafetlere açılıyor. Böylece o tarihi binanın bakımı ve koruması, vergi verene yük olmaktan çıkıyor. Bina kendini yaşatıyor.
Bunu niye yazdım.
İngilizler gibi dünyanın en muhafazakar, en korumacı milleti, tarihi yerlerini kullanarak, yaşatıyor.
Biz ne yapıyoruz?. Eskişehir Eti Müzesi'nde bir özel gece düzenlenmiş.. Sosyal medya her zamanki gibi kıyameti koparmış. Ordan bizim gazeteler uyanmış.. Vay efendim, müze özel geceye nasıl kiralanırmış?.
Kültür Bakanlığı da, "Bal gibi olur. Her uygar ülkede oluyor" diyeceğine soruşturma açtırmış..
Bu ne demek?.
Gelişmeleri için fena halde paraya ihtiyacı olan bu kurumlar, yerel ve genel yöneticilerden dilenmeye devam etsinler ama bir plan, bir program içinde para kazanmasınlar..
Eskişehir'de çağdaş, Eskişehir'i kuran ve geliştiren bir Belediye Başkanı var. Yılmaz Büyükerşen Hocam, bu kuru gürültülere pabuç bırakacak adam değildir.