Bugün bir gazeteci değil, bir Galatasaraylı olarak duygularımı yazıyor ve diyorum ki..
"Bravo Ünal Aysal!.. Seni ve tüm Yönetim Kurulu arkadaşlarını yürekten kutluyor, alınlarınızdan öpüyorum. Bugüne kadar eleştirdiğim ne kadar kusurunuz varsa hepsini unutup, sizi alkışlıyorum. Galatasaray tarihine çok onurlu bir sayfa eklediniz. Fazlası ile hak etmişlere gene tarihe geçecek bir Osmanlı tokadı attınız. Uzun zamandır unuttuğum "Galatasaraylı olmak" gururunu yeniden yaşattınız.
Teşekkürlerimle.."
Galatasaray'ın bir sloganı vardır, gerçeklere dayalı olduğu için çok severim..
"Gerçekleri tarih yazar.. Tarihi de Galatasaray!.."
Gene tarih yazdılar işte..
Soruyorum..
Galatasaray'ın kaç basketbol şampiyonluğu var?. Bunların hangisini hatırlıyorsunuz?.
İstatistikler hatırlanmaz..
Oysa, adı ne yazık ki "Basketbol Federasyonu" olan o kokuşmuş kuruma karşı alınan bu yürekli karar, bu ülke spor tarihine yazılacak, aradan on, yüz yıllar geçse unutulmayacaktır.
Fenerbahçe'nin de değil, adları Aziz Yıldırım ve Mahmut Uslu olan adamların kuklası durumuna düşmüş bir federasyonun liginde oynamak da, şampiyon olmak da değerli bir şey değildir.
Bu Kukla Federasyon son bir hafta içinde verdiği akıl almaz kararlarla nasıl bir oyuncağa dönüştüğünü göstermiş, kimi şampiyon yaptığını (Dikkat buyurun "Yapacağını" bile demiyorum), "Kimi Şampiyon yaptığını" göstermiş ve yedinci maçı bir formalite durumuna düşürmüştür.
Galatasaray'ın itirazdan sonuç alma şansı da yoktur..
Kimi kime şikayet edecek?. FİBA'ya mı?. Başında ayni adam var.. Spor Bakanlığı'na mı?. Başbakan'ın başarılı olan milli takım oyuncularına dağıtılmak üzere verdiği 285 milyon doların hesabını vermeyen ayni adamı, o günden bu yana görev yapan üç Spor Bakanına ve yığınla Genel Müdüre sorduk.. Hepsi de, susmayı, örtbas etmeyi ve geçiştirmeyi tercih ettiler. Yani her ne oluyorsa, Spor Teşkilatımız da, bir şekilde mahkum olmuş..
O zaman formalite maçının figüranı olmanın anlamı yok..
Ne demiş şair..
"Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten
Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten."
Yani..
"Çağın yöneticilerini doğruluk ve güvenlikten sapmış görünce, şerefle ve mutlulukla, devlet kapısından çekildik."
Türk basketbol yönetimi ne yazık ki, tam da Namık Kemal'in tarif ettiği durumda olunca, Galatasaray'ın bu organizasyondan çekilmesi, onlar için şerefli, biz taraftarlar için de mutlu karardır.
Hatta, Turgay Demirel, bu durumdan sonra, hala Federasyon Başkanı kalmaya devam ederse, o zaman Galatasaray, bu ülke basketbolu, yeni, çağdaş ve güvenilir bir Basketbol Federasyonuna kavuşana dek, Basketbol Şubesini tümüyle kapamalıdır.
Bu ülkeye pek çok spor dalını olduğu gibi Basketbolu da getiren, yerleştiren ve yayan Galatasaray, Aziz, Mahmut, Turgay sac ayağının tavası, keyif aleti olamaz!..