Sabah kahvemi içerken, gazetemi okuyorum..
Adam kalp krizi geçirmiş. 112'yi aramışlar. Ambülans gelmiş. Sedyeyle araca koymuşlar. Şoför geri geri giderek dar sokaktan çıkacak. Bu sırada ambülans bakkalın tentesine dokunmuş..
Vay sen misin dokunan.. Bakkal fırlamış. Ambülansa saldırmış. Hastabakıcı ve sürücü canlarını zor kurtarmışlar. Bakkal, ambülansın (Dikkat buyurun, Cankurtarana saldırıyor adam..) camlarını parçalamış.. Bu arada zaten kriz geçiren hasta sizlere ömür..
Şimdi bu nasıl bir öfkedir?..
Ama şöyle bir hatırlayın.. Son günlerde, üçüncü sayfa haberleri içinde kaç tane sebebi "Öfke" olan, cinayet, yaralama, ölümcül kavga okudunuz?.
Karı koca kavgalı.. Barışmak için buluşuyorlar. Cinayet.. Arkadaşlar kavgalı.. "Barışalım" diye oturuyorlar, cinayet..
Televizyonlara bakın..
Başbakanın danışmanı, jandarmanın yaka paça yere indirdiği adama, beş metreden koşup tekme atıyor.
Polis, elinde kaskı ile koşuyor, koşuyor, kaldırım kenarında duran adama öldüresiye vuruyor. İki polis kızı yere indirmiş. Üçüncü koşup geliyor tekme atmak için..
Herkes öfkeli.. Ama herkes.. Sivili, resmisi.. Özeli, devlet görevlisi herkes..
Olaya hoşgörü ile yaklaşan, sabırlı, soğukkanlı olan yok.. Niye öfkeliyiz hepimiz?.
Çünkü öfke en kolay, en hızlı salgın.. Öfke virüsü bir defa ortaya çıktı mı, durdurması zor..
Peki nereye varacak sonu?.. Bu öfke çılgınlığı nereye varacak?. Hepimiz birbirimize düşman, hepimiz birbirimize kin, nefret dolu, hepimiz birbirine saldıran, öldüren mi olacağız?.
Ne yazık ki, gidiş o..
Şimdi bakın.. Allahın cenneti, gerçek cenneti bir vatanımız var..
İklimiyle, doğal güzellikleriyle, havası, suyuyla.. Tarımsal cömertliğiyle, dünyanın en lezzetli ürünlerini sunuyor bu ülke bize.. Tarihsel zenginliği ayrı.. İş imkanları, refah düzeyi desen, en hızla gelişen ülkelerden biri olmuşuz. Birbirimizi yemeyi bıraksak daha da gelişeceğiz.. Dünyaya bakın.. Bir de bize.. O zaman, ne kadar şanslı olduğumuzu daha iyi anlarsınız..
Nijerya haberlerini okuyor musunuz?.
Her gün facia.. Mısır.. Suriye.. Ukrayna.. Irak.. Gelecek ay Dünya Kupası yapacak Brezilya'yı izliyor musunuz, haberlerde.. Peru'yu.. Şili'yi.. Bosna'yı.. Sırbistan'ı..
Yani böylesi karanlık bir dünyada mutlu olmak için her şeye sahibiz, biz. Çevreye bakıp her gün Tanrı'ya şükrederek, neşe içinde yaşamamız, en mutlu insanlar olmamız gerek.. Oysa durum tam tersi..
Yüzü gülen insan görüyor musunuz?. Herkeste bir karış surat.. Herkeste bir öfke.. Herkeste bir mutsuzluk..
Yani, bu ülkeye ve bu ülkenin insanına bu kadar cömert davranan Yüce Tanrı'ya nankörlük etmiyor muyuz acaba, ey inançlı insanlar..
Öfke, bütün dinlerde günahtır.. Sadece Müslümanlık, Hristiyanlık, Yahudilikte değil.. Budizm, Hinduzim'de de günahtır. Şamanizmde de.. Mayalar'da günahtır, Kızılderililerde de.. Papa 1.Gregory'nin ilan ettiği "Yedi Ölümcül Günah"tan biridir.
Çünkü öfkenin tamiri imkansız yaralar açtığı ilk insanlardan beri bilinir..
İşte açıyor..
Kontrol edilmeyen öfke yüzünden, toplumsal alanda hızla bölünüyor, hızla kamplaşıyoruz. Hemen her fikir, her sempati, hızla bir "Öteki" yaratıyor. Bizden olmayan herkes, öteki..
Öteki de, giderek düşman..
Kontrol edilmeyen bireysel öfke ise, incir çekirdeğini doldurmaz sebeplerden kavga, dövüşe dönüşüyor.. Sonunda cinayet..
Cennet ülkede, mutlu olması, hele dünyada olup bitenlere bakınca, sabahtan akşama şükretmesi gereken bizler, Yüce Tanrı'yı kızdıracak bir nankörlük içinde kahrediyor, öfke ile birbirimize saldırıyor, hayatı en başta kendimiz, herkese zehrediyoruz.
Hem bireysel "Öfke Kontrol" tedavilerine ihtiyacımız var, hem toplumsal öfke kontrol uzmanlarına..
Acilen..
İp durmadan geriliyor dostlar.. Durmadan geriliyor..
Bu terazi bu kadar sıkleti çekmez.. Aklımızı başımıza devşirmezsek, bu cennet Türkiye biter!..