Dünya ayıbı bir kararla, federasyon bir takımın kaderi olacak Süper Lig'e yükselme maçını tek taraflı oynatma kararı aldı. Mersin'in tüm seyircisi maça girecek, ama Samsun'dan sadece kadın ve çocuklar içeri alınacaktı.
Maçı TRT yayınlıyor diye bakıyorum.. Altan Tanrıkulu kardeşim ahkam kesiyor..
"Ben saat 3.5'ta ordan geçiyordum. Samsunlu erkekler de gelmiş. Senin girmen yasak, niye geldin kardeşim?."
Yahu adam, karısını, kızını, kız kardeşini, çocuğunu getirip, götürmesin mi maça?. Fener cezalı olduğu maçlarda ayni stadın etrafına 40 bin kişi yığarken, niye sorulmadı bu sorular..
Bazı Samsunlular, alınlarında yazmıyor ya.. Bilet alıp girmişler içeri, Mersin tarafından.. Sonra da o tribünden, boş tribüne atlamışlar. Samsunlu oldukları ortaya çıkmış. Haydi polis üzerlerine..
Altan gene ahkam kesiyor..
"Efendim kural var. Senin bu maça girmen yasak. O zaman polis çıkarır.."
"Yahu bu nasıl kural, nasıl eşitliktir" demiyor Altan.. Aklına bile gelmiyor.. "Geçen hafta bu stada girmesi yasak olan kişi, girip bir de televizyonlarda şov yaptı. Polisin gıkı çıkmadı. Şimdi ayni federasyonun ayni yönetmeliği ile ceza alan Samsunlu vatandaşa aslan kesiliyor, polis.. Bu nasıl hak, hukuk, eşitlik düzenidir?. Cezalı Aziz içerde, cezalı Samsun Mehmet ite kaka, copla dışarda.. Fark?." diye sormuyor, sevgili kardeşim..
Niye?.
Fenerli kafası budur işte.. Öyle şartlanmıştır beyinler.. Gazeteler ellerindedir. Televizyonlar ellerindedir. Keseri hep kendilerine yontarlar..
Bakın bugün çarşamba..
Bu insanlık dışı haksızlığın altını çizen tek, bir tek spor yorumcusu oldu mu?.
Olmaz.. Olanı da sustururlar zaten..
Ben Samsunspor Kulübü yönetiminin yerinde olsam, Anayasa Mahkemesi'nden başlar, FİFA, CAS'a kadar her yere gider, hakkımı arar, bu aleni haksızlık ve eşitsizliği dünyaya teşhir ederdim..