Allah rahmet eylesin.. Öldü.. İnançlarımız "Ölülerinizi rahmetle anın" der. Ondan böyle dedim. Yoksa, ona kızgınlığım ve kırgınlığım devam ediyor. Bu ülke için neler yapabilirdi, kılını kıpırdatmadı.
Dünyanın en büyük plak şirketi Atlantic'in sahibiydi. Atlantic hem de o zaman, tüm Amerika'ya yayılmış 600'den fazla radyo ve TV istasyonunu kontrol ediyordu. Amerika'yı yakından bilirim. Reklamla, yüz binlerce taş sattılar bir yılbaşı öncesi.. "Pet Rock" dediler. "Pet", kedi köpek gibi ev hayvanları. Rock da taş.. Deniz kenarından toplanan çakıl taşlarını boyayıp, "Evinizi kirletmez. Beslenme, veteriner istemez pet" diye reklamlar yığıldı.. Ben bile aldım bir tane "Neymiş ulan bu" diye merak ederek.
İşte reklamla her şeyin satıldığı bu ülkede Ertegün bir, tek bir Türk sanatçısına destek olmadı, yığınla Amerikalı sanatçı ve gurubu meşhur ederken. Hadi Amerika onun yeni vatanı, orada yaşıyor, tamam..
Ama Nana Mouskouri ve Les Atheniens'i Amerika'ya tanıtan Türk, kendi milletinden tek, bir tek yetenek bulamadı mı?.
Buldu aslında. Tarkan, tek başına dünyaya açılmıştı. New York'tan Los Angeles'e tüm Amerikan diskolarında çalıyordu. Meksika ve Rusya'da liste başı olmuştu. Fransızlar ve Almanlar bayılıyordu.
Ertegün "Gel sana albüm yapalım" diye Tarkan'ı Amerika'ya çağırdı. Yanında uyuttu ve unutturdu. Albüm falan da yapmadı..
"Neden" diye sordum kendi kendime.. Cevap da buldum. Nana ve Les Atheniens desteği Amerikan Rum Lobisinin gücünü ortaya koyuyordu bir.. Bir de Asala belası vardı o yıllarda ve Amerika'da yaşayan üst kademelerdeki Türkler hedef olmaktan fena halde korkup, Türklüklerini saklama telaşı içindeydiler.
Ertegün, Rum Lobisi etkisi ve Asala korkusu ile sinmiş olabilirdi.
Ankara dönüşü evde birikmiş gazeteleri okurken Vatan ekinde Eylem Kaftan imzalı bir Ertegün yazısı gördüm.
Ahmet Ertegün'ün hayatını anlatan Son Sultan adlı bir kitap yayınlanmış, Eylem, kitabın yayıncısı Kemal Egemen İpek ile konuşmuştu. Orijinal kitabı Robert Greenfield yazmış. Amerika'da basılmış. Bizdeki çeviri..
Kemal Egemen İpek, kitaptan, Ahmet Ertegün'ün bir sözünü nakletmiş, röportajda..
Buyrun dikkatle okuyun..
"Yaşlandıkça Türklüğüm ortaya çıkıyor. Gittikçe miskinleşiyorum.."
İlk cümle itiraf. Türklüğünü hep saklamış demek.. İkinci cümle itham.. Türkler miskindir. Türklerin dünya üzerinde hak ettiklere yere gelmeyişlerinin sebebini de açıklamış Ertegün, yaşarken..
"Ulusal miskinlik!.."
Allah rahmet eylesin.. Ne diyeyim artık!..