Sabah gazetesinin önündeki yaya geçidinin ordaki direğe mobese kamerası koymuşlar..
"Bu geçitte ölürsem, katilim trafik müdürüdür" dedim ya..
Ben geçidin başında yeşil ışık bekliyorum yığınla insanla.. Yaya geçidine adım atar atmaz, üzerimize bir, bazen iki motor geliyor. Onlar da ters yoldan ya da kaldırımdan gelip, karşıya yaya geçidinden geçmek için bekliyorlar çünkü. Bir gün birimize çarpacak..
Ben yazdım, tepeye kamera kondu. Ya yazdıklarım doğru mu, kontrol etmek için, ya ölürsem, öldüreni çabuk bulmak için.. Ya da adrese ceza makbuzu gönderip Maliyeye üç beş kuruş daha kazandırmak için.. O kadar..
O kamera suçu önlemez, çünkü.. Kurye çocuğun ekmek parasına mal olur o kadar. Çocuk onca suçu keyfinden mi işliyor?. O zavallı taşeron. Sözleşmesi falan yok.. Eceline karşı yarışarak evine ekmek parası götürüyor. Pizzayı, ya da ne Allahın belası hızlı yiyecekse onu yıldırım gibi yetiştirmek zorunda. Yetiştiremezse kovulur. Yerini almak için sıra bekleyen tonla nasılsa..
Bunu anlatmaya çalıştık, Trafik Müdürüne.. Emniyet Müdürüne.. Valiye..
Umurlarında olmadı.
"Siparişi gönderen firmaya ceza vermezseniz, bu motor rezilliği düzelmez" dedik..
Sabah'ın önüne mobese kamerası koydular, iş yapmış olmak için..
Gelin o kamera önünde poz verin de internete koyun e mi?.