Valla deyim bana değil, kendisine ait.. Sevgili asker arkadaşım, 77 Dönüm Muhabere Yedek Subay Bölüğü bayraktarı ve albüm fotoğrafçısı Doruk Pamir aradı "Bir ukalalık yapacağım" diye..
Efendim, Tebessüm köşemizde bir şaka yazmıştım.. "Erkekler niye bağcıklı ayakkabı sevmez.. Ayakkabı bağcıklarını bağlayabilmek için asgari 75 IQ lazımmış da ondan" gibisinden.. İki de not koymuştum. "Benim bütün ayakkabılarım makosendir" diye.. Bir de "Kadınların tarih boyu bağcıklı ayakkabıları olmamıştır" demiştim.
Doruk diyor ki..
"Makosen değil, mokasen.. Mokasen, Amerika'da yaşayan Moccasin adlı yılandan gelir. Kızılderililer bu yılanın derisinden bizim çarıklara benzer bir şey yapmışlar ayaklarına.. Beyaz adam gelmiş, öğrenmiş, geliştirmiş, olmuş bugün senin giydiğin mokasenler.."
O zaman bir ukalalık da ben yapayım..
Doruk Pamir, bu ülkenin en önde gelen mimarlarından biri. Yurt dışında müthiş ödülleri, harika eserleri de var..
Çağdaşla, Osmanlı'yı birleştiren "Gök Kafes" de onundu.. Ama rahmetli Oktay Ekinci ile atışmamız bu yüzden başladı..
"İstanbul'un siluetini bozuyor" diye kıyamet kopardılar ve maketini görüp hayran kaldığım o zarif binanın 35 metresini kestirdiler..
"Oktay, sen mimarsın.. Bu sanatın sırrı oranlardadır. Altın Oran diye bir söz vardır hatta.. Tamamını yıktırın diye mücadele et, saygı duyarım. Ama '35 metre kes' diye bir mimar, hem de savaşır mı?."
Bugün Kıvanç Tatlıtuğ ülkenin en yakışıklı erkeklerinin başında kabul ediliyor değil mi?. Bastırın tepesinden, 1.20'ye indirin boyunu.. Geriye kalanın yakışıklı olduğunu düşünen kalır mı?.
Ama Mimarlar Odası, Mimari'ye ihanet etti ve Gökkafes'in 35 metresini kestiler.
Geriye bu güdük, bu zevksiz bina kaldı. Doruk kırıldı.
Elini çekti, bir daha da "Gökkafesi" ağzına almadı..