Önce bir annenin, Gönül Albayrak'ın feryadına kulak verin..
***
12 yaşında bir kızım var. 4 yaşından beri okula gidiyor.
Gayet sosyal, uyumlu, başarılı bir genç kız.
Destek olduk, yeteneklerini keşfetme fırsatı buldu. Okulun voleybol takımında oynuyor. Hafta sonları bir karikatür atölyesine devam ediyor. Karikatürleriyle yarışmalara katılıp, ödüller kazanıyor. Hatta şu anda İtalya da devam etmekte olan Trasimeno Blues Cartoon Fest - International'ın bir etkinliği olarak düzenlenen karikatür yarışmasında finale kaldı. Ocak ayına kadar İtalya'nın çeşitli şehirlerinde sergileniyor finale kalan karikatürler ve internetten oylanıyor. Dereceye girenler bu oylama sonucunda belli olacak. Sonucu önemsemiyor ama yine de çok heyecanlı, uluslararası bir yarışmada yaşı ve tecrübesi kendisinden kat be kat büyüklerle yarışıp finale kaldığı için.
Şimdi işin gerçekten can acıtacak kısmına geliyorum.
Benim kızım bu yıl 7. sınıf öğrencisi, seneye 8. sınıf olacak. Tabii bildiniz. O meşum liselere giriş sınavı geldi kapıya dayandı. Hafta sonları bir dershaneye gidiyor. Dershaneden çıkıp koşa koşa atölyeye yetişiyor. Ama ödevleri sarkıyor bu sefer de. Uykusundan fedakarlık yapıp idare ediyor şimdilik. Dershane öğretmeninin sene başında kızıma söylediği şu:
"Bu yıl atölyenin keyfini çıkart, seneye hiç birini yapmaya fırsatın olmayacak nasıl olsa."
Seneye okul takımında da oynayamayacak. Karikatür de yapamayacak. Bütün sosyal aktiviteler suç kabul edilecek. Sınavda soruları çıkacak derslerin dışındaki her şey fuzuli olacak.
Bu nasıl bir sistemdir ki, herkesi aynı yarışta hizaya sokmaya ve sıralamaya çalışırken, var olan yetenekleri sıfıra indirgiyor, hatta yok ediyor.
Çalınan sadece çocuklukları, gençlikleri değil; yetenekleri ve hayalleri de gidiyor ellerinden.
Bu sistem çocuklarımızı anlamayan ama ezberleyen, düşünmeyen ama söylenileni yapan robotlar haline getiriyor. Çocukluklarından itibaren değer verdikleri her şey öyle fütursuzca harcanıyor ki sistem tarafından, çocuklarımız harcamayı matah bir şey sanıyorlar artık ve harcayarak mutlu olmaya çalışıyorlar.
Yazık, çok yazık!..
***
Şimdi de, sevgili Selin'in "Sevdiğim Laflar" köşem için yolladığı Irwin Edman'ın sözlerine bakın..
"Kalitenizin ölçüsü, boş zamanlarınızda ne yaptığınızdır. Medeniyetlerin kalitesini de insanlara sağladığı boş zaman ve bunun kalitesi ile ölçülür."
***
Dershaneler hala tartışılıyor, hala siyaset, hala oy üzerinden tartışılıyor. Bir yanda Gülen Cemaati.. Bir yanda AKP İktidarı.. Ve de muhalefet olaya "İktidarın oy kaybı" açısından bakıyor sadece.. Ordan deşiyor.. Cemaat, AKP'nin oy deposu kabul ediliyor ya.. Tartışmaların göbeğinde partiler ve oylar var..
"Bu olaya, çocuklukları ve gençlikleri ellerinden alınan, robotlaştırılan çocuklar ve gençler açısından bakan niye yok" diye yazınca geldi yüzlerce feryat.. Gönül Albayrak'ınki bunlardan biri sadece..
Partiniz, oyunuz, düşünceniz, inancınız sizin olsun..
Yahu bu çocukların, bu gençlerin bir daha yaşayamayacakları hayatlarını çalıyor, onları insanlık dışı yarışçılar haline getiriyoruz. Bunu düşünen, bunu tartışan, buna çözüm arayan yok mu bu ülkede?.
"Seçimi kimin kazanacağı umurumda değil. Ben çocuklarımı, ben gençlerimi kazanmak istiyorum" diyen yok mu?.