Bod rum 'da sadece Kültür ve Sanat yok tabii.. Biz bize, dostlar, aile anılarımız da var.. Artık gelenekselleşen Limon Gün Batımı yemeğimizi en başta anlattım zaten..
Nebil'in Torba'daki yazlık geceleri de klasik oldu artık.. Gecenin yıldızı bir muhteşem Arın.. Arın Özgentürk.. Geçen sene bu zamanlar kundaktaydı. Nasıl şeker, nasıl keyifli bir Arın'dı olmuş, Nehir'in eseri..
Bahçede kurulan sofra tam Adana'ydı.. Çünkü Nebil'in Adana'da yaşayan ağabeyi Ahmet ve eşi Fatma ordaydılar.. Adana deyince aklınıza kebap gelmesin.
Güney'in kebaptan çok uzak mutfağı vardır asıl.. Yemekleri..
Parmak yedirir..
Öyle olduk..
Yemek sohbetinin starı, neşesi gene Bedri Ağabeydi.. Bedri Koraman.. Hepimizden genç, hepimizden fazla hayat dolu Bedri.. Tabii eşi..
Yemekten sonra Savaş aldı sazı eline.. Savaş Ay ve onun akordiyonu..
Solistimiz özellikle benim için sürpriz, ilk kez dinlediğim biri.. Işıl Ay.. Savaş'ın kız kardeşi..
Meğer ne cevherler varmış içimizde..
Işıl, Yesari Asım'la, Cevdet Çağla ile meşk etmiş bir gerçek sanatçı.. Nasıl söylüyor alaturkayı..
Biz de katıldık tabii.. Olduk bir koro..
Öteki klasiğimiz Yalıkavak'ta Kemallerdeki kahvaltı.. Nükhet harikalar yaratır. En harikası da dostların bir araya gelmesidir tabii.. Bu defa Serdar Şensezgin dostum ve sevgili eşi Ece de yetişti kahvaltıya..
Bir gece, La Casa Del Arte'da Aşkın Arsunan ve Ceyda'yı dinlemeye gittik. Mekan harika.. Müzik harika..
Bir öğle yemeğine de, bu yıl dillere destan Yalıkavak Marina'ya.. Loft'ta yemek yedik..
Sevgili Rasim İstanbul'lardan aradı, "İlle de gidin, görün" diye..
Gezerken "Ah babam olsaydı" dedim..
Son yıllarında Antalya'ya en yakın dostuna giderdi babam.
İsmail Baha Sürelsan'a.. Deniz kenarına ama suyun içine masa kurarlar, dizlerine kadar deniz içinde oturup demlenirlerdi, rakılarını..
Loft bir bar yapmış, beachcluba..
Bar tamam.. Bar iskemleleri de tamam.. Ama iskemleler oturak yerine kadar denizin içinde.. ..Ve tabii Nebil'le Çöketme'ye gene gidemedik.. Beş yıldır hep planımızda bu ünlü türkünün başladığı köyü ziyaret etmek var ama kısmette olmayınca, kaşıkta çıkmıyor..
Seneye inşallah Çöketme'yi de görür yazarız..