THY, ülkemizin yüz akı olmaya devam ediyor.
Avrupa'nın en iyi havayolu seçiliyor yıllardır. Bunda gerçi, bizdeki ilerleme kadar rakiplerdeki dökülme de rol oynuyor ya..
Galatasaray'ın durmadan kupa kazanması gibi..
Dünya Atletizm Şampiyonası boyunca, THY'nin, dünya izlenme rekoru kıran Messi ve Kobe'li reklamını Eurosport'un dünyaya yayılmış milyonlarca seyircisi arasında gururla izledim..
Bunları bir yana koyalım..
Alkışlar onlara da bol bol ulaşıyordur zaten..
Benim eleştirilerim de var.
Uçak şirketleri asıl kârlarını Business sınıfından elde ederler.
Ekonomi sınıfı aşırı rekabet yüzünden çok düşük fiyatlarla giderken, Business uçağın zararını kurtarır hatta ve kâra geçirir. Business fiyatları ekonomiyi fena halde katlar çünkü..
Ben, 1994'te vurulup alçılar ve koltuk değnekleri ile dolaşmak zorunda olduğum günden başlayarak hep Business uçtum.
Nerdeyse 20 senelik iyi bir business müşterisiyim.
Business, uçağın önünde ve daha rahat koltuklarda oturmanın çok ötesindedir.. Business, baştan sona kolaylık ve rahatlık satın almak demektir..
İnsanlar o kadar farkı bunun için verirler..
Başından başlayalım..
Business yolcuları, işlek hava alanlarında CİP salonlarını kullanır. Bu salonlar son zamanlarda otobüs terminaline döndü. THY'nin hatırlı dostlara, ya da bilmem ne kartı ile alışveriş yapanlara bol keseden dağıttığı kartlar yüzünden, hemen herkes CİP'te.. Oturacak yer bulamadığım oldu, inanın..
Parasını verenlerle, hatırlılar ayrılmalı.. İki ayrı salon yapılabilir, imkanlar var. CİP ikramları genelde tatminkâr. Herkese göre bir şeyler var. Aç olduğum zaman CIP'ye güvenip erken gidiyorum ve keyifle atıştırıyorum. Elemanlar da çok çok iyiler.
Uçağa taşınma felaket.. Herkesi CİP'ye alınca, Business otobüsü oluyor, Halk otobüsü.. Tıkış tıkış.. Ayakta.. Tonla para ödeyen yolcu uçağa ayakta gidiyor iyi mi?. THY rahat bir servis düşünemez mi, aldığı para karşılığı?.
Asıl felaket otobüsten inince.. Körüğe yanaşmış uçağa, aprondan binmeyi denedi mi hiç, THY yöneticileri?. Bir kuleye tırmanıyorsunuz..
Resmen kule.. Yahu benim gibi yaşlılar var. Engelliler var. Fazla para ödemenin cezası kuleye tırmanmak mı?. Ki para genelde yaşlıların cebinde.. Business müşterilerinin çoğu yaşlı..
Bir çözüm bulunmalı.. En pratiği.. Otobüs kule kapısına değil, uçağın hemen başında servis elemanlarının kullandığı bir kısa merdiven ve kapı var, onun yanına yanaşmalı. Hiç değilse beş adımda yerine çıkarsın.. Bir talimat yeter..
Uçağa giriş, hele körük kulesinde ayrıca dert.. Kuyrukta bekliyorsun. Business yolcuları ya önce alınır, ya sonra.. Bekletilmez.. Ben o parayı rahatım için veriyorum..
Kapıda o sıcakta bekle, bekle.. Giriyorsun.. Otobüste tıklım tıklım sizinle gelenler içinde businesste kalan nerdeyse yok. Hepsi arkaya.. Ama baş üstü dolapları dolu.. Neden?. Arkaya gidenler, kolaylık olsun diye el bagajlarını oraya koyup geçiyorlar da ondan..
Giriş ikramı bazen yok?. Neden?. Geleneksel şampanya yok.. Neden?. Limonata eklenmiş. Harika..
Yemekler, bana göre değil.. İki yıldır uçakta yemek yediğimi hatırlamıyorum.
Çünkü artık ezberlenmiş, fabrikasyon tepside benim yiyeceğim şey yok.. Haşlanmış beyaz et ve çiğ somon.. Yahu bunları yemeyen tonla insan var..
Peynir ülkesi Türkiye'de peynir ve tereyağı da kalkmış ki, bir ufak ekmekle sandviç dahi yapamayalım.. THY Business'i benim için Pegasus'tan beter. Pegasus, peynir ekmeği satıyor hiç değilse..
Çıkışta business yolcusu olmanın, hiç ama hiç bir kolaylığı yok.. Neden?.
THY, business yolcularına biraz özen gösterse, bugünün iki misli business bileti satar. Bu kafayla devam ederse, benim gibiler "Niye misliyle para veriyorum yahu" diye düşünmeye başlarlar ki, ben başladım bile..