Gezi Parkı olaylarıyla ilgili dış basında çıkan yazıların en ilginçlerinden biri The New York Times'da yayınlandı.
Altında Daron Acemoğlu imzası vardı.
Yazının sonundaki bilgide Acemoğlu'nun dünyanın en saygın üniversitelerinden biri olan M.I.T'de Ekonomi Profesörü olduğu, "Diktatörlüğün ve Demokrasinin Ekonomik Orijinleri" ve "Uluslar Neden Kaybeder:
Güç, Refah ve Yoksulluğun Orijinleri" adlı kitapların yazarı olduğu kayıtlıydı.
İsim, beni biraz daha araştırmaya sevk etti ve Acemoğlu'nun, İstanbul doğumlu Ermeni asıllı bir Türk olduğunu, Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra gittiği Amerika'da yaşadığını ve Dünyanın En Kayda Değer 10 Ekonomisti arasında bulunduğunu öğrendim.
Acemoğlu'nun makalesi uzun. Merak edenler, internet aracılığıyla, The New York Times'ın küresel baskısı İnternational Herald Tribune'un 7 Haziran sayısından okuyabilirler.
Ben uzun yazıdan bir küçük bölümü nakledeceğim..
"Demokrasi, sadece sandık değildir. Özellikle de oy tercihlerinin Türkiye'deki gibi pek de cazip olmadığı ülkelerde hiç değildir. İngiliz demokrasisinin olgunlaşması büyük çapta 19'uncu yüzyıl sonlarındaki sokak gösterilerinin sonucudur. Bu gösteriler sadece daha önce oy verilmeyenlerin oy almalarına değil, ilave olarak, seçmenlere yeni umutlar ve imkanlar sunan İşçi Partisi'nin doğmasına sebep olmuştur. Bugün Türkiye'de, pek çok kentte geniş halk kitlelerinin, aşırı ve yoğun polis eylemlerine rağmen sokağa dökülmeleri, Türkiye'de de demokrasinin olgunlaşma yaşına geldiğinin göstergesi olabilir."
***
Şimdi Sayın Başbakan'a bir sorum var..
"Demokrasi sandıktadır" diyorsunuz..
Ufukta erken seçim görünmüyor. 2014'te ortaya konacak sandıktan AKP dışında bir partinin, mesela ana muhalefet CHP'nin çıkabileceğine inanıyor musunuz?.
Ya da ondan sonraki seçimde?.. Daha da sonraki?..
İnanmıyorsunuz değil mi?.
İşte mesele de tam burada..
Gezi Parkı'nı işgal eden gençler de inanmıyorlar..
Ve, tam da onun için sokaktalar..
19'uncu yüzyılın sonlarında, Liberaller, Muhafazakarlara karşı iktidar olabilecekleri umudunu başından beri vermedikleri için, İngiliz gençleri sokağa döküldüler..
Gelişmeler içinde iktidar umudu olan yeni bir parti, İşçi Partisi kuruldu. Bugün dünyaya örnek İngiliz Demokrasisi böyle doğdu..
Öyle bir demokrasiydi ki, anayasası bile olmadı. Hala da yok. İngilizler, Anayasa yazmaya gerek duymadılar. Haklar, İnsan Hakları yazılmasa da vardı çünkü ve ihlal eden, ilk seçimde giderdi nasılsa..
Türkiye'de sıkıntı bu.. İktidarla ayni görüşte olmayan insanlar, sandıktan bir başka partinin çıkabileceği konusunda umutsuzlar ve tarihsel olarak baktığımızda da haklılar..
Bu ülkeye demokrasinin tüm koşullarıyla yerleşmesi için önce, seçim kazanma şansı olan, muhaliflere o umudu, iktidara da kaybetme korkusu veren bir muhalefet partisi olması şart.
O zaman insanlar evlerinde oturur, ilk seçimi beklerler.. "Sandıktan çıkar, Taksim'deki çakma kışlayı yıkar, yeniden park yaparız" derler ve sokağa dökülme gereği duymazlar.
Beğenmedikleri her karar, her yasa için düşünceleri bu olur.. Sabırla seçimi beklemek. Rejimin adı da o zaman "demokrasi" olur, işte..
Gezi olaylarının başından beri, "Gençler, protesto edip, düşüncelerinizi ortaya koydunuz.
Artık daha fazla sağlığınızı, hatta hayatınızı tehlikeye atmayın.. Biz iktidara geldiğimiz gün Taksim eski haline döner merak etmeyin" diyen bir muhalefet lideri duydunuz mu?.
Diyelim biri dedi, Gezi Parkı'nda bu lafa inanacak genç var mı bugün?.
Daron Acemoğlu haklı..
Türkiye'de demokrasinin olgunlaşması, AKP dışında sandıktan çıkabilecek bir partinin daha varlığı ile mümkün.. Böyle bir parti bugün, mevcutlar arasında yok. Geçmişte de olmadı.
O zaman bize, Türkiye'ye, demokrasimize yeni bir parti gerek!.