Uzay Yolu falan hikaye.. Digital sinema teknikleri, eskiden sadece çizgi romanla yapılabilen şeyleri aynen canlandırmaya imkan sağlıyor ya.. Artık sallayan sallayana.. Akla gelmez aksiyon sahneleri çekiliyor. Akla gelmez sahneler, akla geldikçe de yeni filmler oluşuyor.
Senaryo bahane..
Star Trek /Karanlığa Doğru tam da bu..
Bizim televizyon dizilerinde bayıla bayıla izlediğimiz Uzay hikayelerinden eser yok. Filmde uzay yok aslında..
Bakın iki kalem oynatması ile, o filmi yere indirir ve bir James Bond ya da Görevimiz Tehlike macerası yapabilirdim.
O kadar "Uzaysız" bir hikayesi var.
Aksiyonlar!.. Yahu artık bıktık..
Başından sonuna filmi dolduran aksiyon sahnelerinin daniskalarını izliyoruz dört beş senedir. Yani "Akla gelmez" şey pek kalmamış..
Kayda değer bir oyunculuk da görmedim.
40 yıl evvelki orijinal kadroyu aşan tek yeni yok..
Star Trek/ Karanlığa Doğru'nun tek sürprizi 30 saniye sürdü.. Bizim gibi eskiler, uzun kulaklı Volkanlı Spock'un babasının hayaleti ile konuştuğu o saniyelere dikkat etsinler.. Baba Spock'u, orijinal Spock Leonard Nimoy oynuyor çünkü..
Film İmax tekniği ile çekilip sonradan 3D yapıldığı için ben orjinali, İmax'ı tercih ettim. Bu, çok başarılı bir Üç Boyutlu tekniği.. İyi de kullanılmış. Hepsi o kadar..