Abuzittincim
Çok şükür IMF'e olan borcumuz bitti.. Neydi o günler hatırlıyor musun? Enflasyon çıldırmış, piyasada ne arasan yok, benzin mazot kuyrukları kilometreleri buluyor, hazine tamtakır, IMF'ciler de kıvırıp duruyorlar. Krediyi veririz ama şunları şunları yapmanızı isteriz.. Emirle karışık ahkam kesmeler.. Başkanları geliyor krallar gibi karşılanıyor.. Bi yağ, bi yağ.. Alt tarafı bi kaç milyon alacaz.. O da borç yani. Faiziyle ödeyeceğiz!
Bitti.. Artık o günler bitti.. Biz İMF'ye para vermeye başlamışız Abuzittincim. Nereden nereye. Şimdi eskiyi andıkça hatırlıyorum bu adamlar bizim yakamızdan 1961'den bu yana düşmediler kardeşim. Tam 19 kez anlaşma yapmıştık. Bu sonuncusu 2005'de imzalandıydı da, 50 milyar dolar verdilerdi. Nedir ki 50 milyar dolar.. Bugün Merkez bankamızın rezervlerinde bunun üç katına yakın paramız var. Bill Gates'in servetinin tam iki misli.. Az para mı? Böyle ufak tefek borçları trink ödeyebilecek güçteyiz hamd olsun..
Hatırlayacaksın IMF'ciler bi kaç yıl önce yeni kredi açmak için nabız yoklamışlardı da büyüklerimizin "..sizin paranıza ihtiyacımız yok " cevabı suratlarına tokat gibi indiydi. Ne keyifliydi o günler, tıpkı bugün gibi..
Şimdi bazı gazetelerde "IMF'ye borcumuzu sıfırlarken Dünya'ya borcumuz 337 milyar dolara çıktı" diye yazıyorlar. Ama burada farklı bi durum bulunuyor.. Bu borcun çoğu özel sektörün borcu devletin değil.. Borçlanmasalardı.. Ya ödeyemezlerse dersen öderler, öderler. Çok güçlü bi özel sektörümüz var.. Arkalarında da dev gibi bankalarımız. Tut ki bi aksilik oldu ödeyemediler.. O zaman da biz, vatandaşlar öderiz Abuzittincim.. Geçmiş yıllarda ki gibi.. Yavaş yavaş öderiz. Takma kafana! Bu devirde borcu olmayan ülke var mı yani? Amerika'nın sadece Çin'e 16 trilyon dolar borcu var. Almanların, Japonların, Fransızların hep borcu var.
Ayrıca ülke milli geliriyle oranlandığında bizimki, mesela, Amerika'ya göre çok çok daha düşükmüş. Bu da çok iyi bi şey.. Bu konuda biraz daha bilgi alayım diye ekonomist bi arkadaşıma sordum.." Dediklerin doğrudur, ama ufak bi nokta var. Doları Amerika basar.. Son krizden bu yana 3 trilyon dolar basıp Dünya'ya sürdü.. Bilmem anlatabildim mi?" dedi.
"Anlamadım" desem ayıp olacak konuyu Fenerbahçe maçına getirdim. Abuzittincim, anlayamadığım bi başka konu da şu alkol meselesi.. Büyüklerimiz nedense bu işin üzerine çok sıkı bi şekilde gidiyorlar. Oysa istatistiklere bakınca görülüyor ki Türkler Avrupa da en az alkol içenler.
Yeni çıkacak kanunla yeni yeni sınırlamalar getirilecekmiş. Hürriyet Gazetesi bi tarihte "Hangi il kaç duble rakı içiyor?"diye bi araştırma yapmıştı, Konya da kişi başı 5 duble çıktıydı. Yılda 5 duble rakı.. Çok mu kardeşim? Ankara da 26, İstanbul da 29 duble.. En çoğu Muğla, 60 duble! Bunu güne bölersen tırnak boyu kadar bi şey bile değil. Peki bu gürültü niye Abuzittincim?
Bırakın insanlar keyifli günlerinde "bi tek" içsinler.. veya bi bardak bira! IMF'ye de borcumuzu sıfırlamışız.. Şunun keyfini çıkartalım bilader.
Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
tecelligunes@yahoo.com.tr