Yani, 1977'den bu yana, bu kaçıncı izleyişim bilemiyorum, ama Hurrem Balesine doyamıyorum..
Madame Ninette de Valois'nın yarattığı Türk Balesi'nin, her şeyi ile Türk ilk eseriydi o.. Nevit Kodallı'nın aslında görüntüye gerek yok, gözünü kapa dinle, harikulade ve "Her şeyi ile Türk" müziği ve Oytun Turfanda'nın muhteşem koreografisiyle doyumsuzlaşan bir esere, nasıl doyabilirim ki..
O ilk temsilde olanlardan Oktay Keresteci bugün hala dans ediyor. Oktay'la gene ilk temsilin yıldızlarından Deniz Yamanus'un sahneledikleri bu yeni temsili geçen yıl da iki kez izlemiş, Selim Borak ve Deniz Zirek ikilisine, Hurrem ve Kanuni olarak hayran kalmıştım. Bu defa iki genci ilk defa seyrettim baş rollerde. Onlar da ilk kez baş rollere çıkıyorlarmış zaten.. Müge Celiloğlu ve Mehmet N. Arkan. Baştaki ikili danslarında heyecandan nasıl titrediklerini görebiliyordum. Ama hemen alıştılar ve solo danslarıyla "Biz yeniler de geliyoruz" diye bağırdılar..
İzlemeye bayıldığım, bitmesin istediğim bölüm, gene Kanuni'nin tahta çıkışını kutlayan İstanbul halkının eğlendiği birinci perde finali oldu. Buradaki müzik, buradaki stilize halk dansları olağan, ama gerçekten olağanüstü.. Son zamanlarda artan "Opera ve Bale kaldırılıyor" iğrenç dedikodularını çıkaranlar acaba, Hürrem'i, acaba Harem'i izlediler mi?.
Acaba, Opera ve Balenin bu ülkede Osmanlı zamanında, Yıldız Sarayı'nda padişahın kurdurduğu özel tiyatroda başladığını bilirler mi?.
Yeni Kültür Bakanı Ömer Çelik bu rezil dedikoduları en kısa zamanda yalanlamaz ve kurumda yaratılmak istenen o olumsuz havayı önlemezse, ona da yazıklar olsun!..
Bravo İstanbul Balesi..
Bravo gençler..