Üstad Tarık Dursun K., pazarları Egeli Sabah'ta yazmaya başlamış.. Keşke tüm Sabah'ta yazsa.. İlk yazısını geçen hafta keyifle okudum. Bir de anekdot nakletmiş. Urfa'nın özgün diliyle Çiğ Köfte'nin doğuşu..
Aynen aktarıyorum.
***
Bu köftenin bi de tarihçesini söyliyecağam. Şimdi bu kifte nasıl icat edilmiş, nerden buraya intikal etmiş, nasıl olmuş?
İbrahim Aleyhiselam, hatta Nemrut ataşa attığı zamandan bize intikal etmiştir bu çi kifte. İbrahim Aleyhiselam'ı ataşa attıhtan soyra, tabi malum ataş gül gülistan oldu, odunlar balıh. Onlar ayrı konı da, biz çi kifteyi ele almışıh.
Şimdi Cenab-ı Allah o ataşı gül ü gülistan etti. Üç gün üç gece millet ataş yandırı, yemeg pişirmeg üçün, ataş yanmı.
Allah ataşa "Yakma" dedi ya, ataş yakmadı. O zamanın insanları demişler ki; "Öle bir şey tertip edelim ki pişmişe yahın olsun."
"Ne yapalım?"
İte salça, soğan, kırmızı biber, karabiber efendim bi bide çıg eti eyice döğelim. Bunları birbirine katalım. Burgul da katalım.
Bi çi kifte yarı pişmiş. Hanı elle yogrılı ya hararet meydana geli.
Esas, yani kiftenin tarihi İbrahim Aleyhiselamın zamanındandır. Şindi efendim, kimi sarımsah kati, nane de katarlar. Sadesi daha güzeldir. Maydonozı bol olsa da güzeldir. Maydonoz bol olsa daha eyi olur. İşte öğrendiniz de fena mı oldu?