Bu ülkede savcılar var mı acaba gerçekten.. Günlerden beri, Fazıl Say'ın mahkumiyetini yazıyor ve yorumluyor medya.. Hem sanal medya, hem de, gazeteler, dergiler, radyo ve televizyonlar..
Yazıp, yorumlarken de, Fazıl'ın ceza almasına sebep olan lafları aynen tekrar ediyorlar..
Fazıl'ın suçunun (!), yani "Kendisine yollanan lafları, kendi izleyicisi, münhasıran kendi izleyicisi bir kaç yüz kişiye nakletmek suçu"nun tıpkısının aynisini, bu defa binlerce, milyonlarca insana naklederek yapıyorlar. Fazıl'ın suçunu öyle misliyle işliyorlar ki, bugün Türkiye'de mahkumiyete sebep olan o satırları artık ezbere bilmeyen yok..
Yani Fazıl eğer, kendisine yollanan satırları naklederek "Bir kesimi aşağılama, ya da bir kesimi başka kesime hedef gösterme, düşmanlık yaratma" suçu işlediyse, o satırları kelime kelime tekrara devam ve tüm dünyaya nakleden medya, misli misli işliyor, işlemeye devam ediyor.
Tüm hukukçulara soruyorum..
O zaman, bu satırları tekrar tekrar yazan, söyleyen, durmadan milyonlara nakleden onlarca, binlerce kişi için neden tek dava açılmadı bugüne dek?. Fazıl günah keçisi mi?. Kurbanlık koyun mu?. Fazıl bazı kişiler ve kesimler istediği için mi mahkum oldu?.
Fazıl telefonunda üç yüz kişiye nakledince suç oluyor da, ben köşemde ve internet bağlantımda en az üç milyona nakledince, neden suç olmuyor?:
Yargı bağımsızsa, ayni suçu daha büyük işleyen ve hâlâ işlemeye devam edenler için niye davalar açılmıyor, yıldırım hızlı mahkumiyet kararları verilmiyor?. Dahası..
Fazıl, bazı yorumlarda ve haberlerde alenen ve resmen hedef gösteriliyor.. İçişleri Bakanlığı durumun farkında mı?.
Fazıl'ın güvenliği sağlandı mı?. Pardon..
Tam da bu satırları yazarken bir mesaj düştü telefonuma.. Fazıl yollamış.. Aynen naklediyorum.. "Nerede yavşak, magazinci, hırsız var..(Devamını yazmıyorum.) tarafımdan yazılmış bir tweet değildir. Bu bir tartışmada yazılmıştı. Tüm tartışmayı sayfama naklettim. Ben yazmadım, naklettim. Tüm basında suçumun bu olduğu yansıtılmaktadır.
Kararı veren yargıç bu cümlenin bir retweet (Başkasının yazdığı, benim naklettiğim) olduğunu bilmekteydi. Bu ciddi ve hayati bir konudur. Bu yüzden sizleri düzeltme ricasıyla haberdar etmek isterim." "Bu ciddi ve hayati bir konudur" cümlesine dikkat.. Fazıl hedef gösterildiğinin farkında. Bilerek, bilmeyerek hedefe koyanları ve bu ülkenin güvenlik makamlarını uyarıyor..
Ben de uyarıyorum..
Yeni bir Hrant Dink ortamı yaratıyoruz.. Yangına körükle gidiyoruz.. Fazıl'ın burnu kanarsa, Türkiye bu ayıbı taşıyamaz, herkes iyi bilsin!.