İstanbul'da trafik felç.. Ve de her gün daha kötüye gidiyor.. Zerre iyileşme umudu, ihtimali yok..
Aksini düşünen, bana "Abartıyorsun" diyen var mı?.
Kimse diyemez.. Çünkü hepsi, her gün bu cehennemin içinde yaşıyorlar..
Tabii yapılacak şeyler var. Geçici çözümlerle hastanın nefes almaya devamı sağlanabilir..
Mesela..
Dün gece, 19.30 matinesi için Kanyon'a gitmeye karar verdim. Bizim evden çıkıp, Levent içindeki Gültepe Kavşağına gelmem, 7 dakika sürdü. Ondan sonraki yolum, nerden bakarsanız bakın, 1 dakika etmez.. 45 saniyelik falan bir yol.. O yolu geçip, Kanyon'un arka girişinde durmamız, tam 27 dakika sürdü..
Ben kırk yılın bir başı o saatte Kanyon'a gidiyorum. Gitmesem de olur. Tonla sinema var, yolu daha rahat.. Ama Gültepe adlı koskoca İstanbul semtinde yaşayanların, ana kentle tek bağlantıları bu tek şeritli rezil yol.. Onlar her sabah ve akşam, evlerine gidip gelirken bu işkenceyi çekmek zorundalar.
Söyler misiniz insan ruh hastası olmaz da ne olur?..
Hem de bu işkenceyi bitirmenin aslında çok kolay olduğunu bilir ve görürse, her gün!.
Tıkanmanın sebebi Kanyon!..
Ondan önce bu sıkıntı yoktu. Çünkü Gültepe Caddesi'ndeki Kanyon'a giden kavşakta bunca sola dönüş yoktu. Oraya AVM yapılınca, Etiler ve Levent'ten Kanyon'a gelenlerin tek yolu Gültepe Caddesi ve bu kavşak oldu. Yoğunluk 100 misli falan arttı.. Peki, Kanyon'a önce inşaat, sonra iskan izni veren Belediye "Yahu buraya bunca araba nasıl gelip gidecek" diye düşünüp yeni bir planlama, 10 metre yeni yol yaptı mı?.
Güldürmeyin beni.. Orası, Kanyon AVM'si, yani her saat yüzlerce, günde binlerce araba çeken cazibe merkezi yokken nasılsa, bugün de aynen öyle..
Belediyenin sorumluları "Yahu bu Kanyon'un oto parkına da yüzlerce araba girecek, çıkacak. Bu giriş ve çıkışlar kent trafiğini öldürmemeli" dahi demediler.
Kanyon'un arka kapısı önünde başlayan Gültepe felcinin ilk sebebi, bu düzenlemenin hâlâ ve hâlâ yapılmayışı.. Kanyon otoparkına giren ve çıkanlar, tam da en kritik, en bela kavşağı bir kat daha kilitliyorlar.. Bu kavşak kilitlenince, geriye doğru kuyruk başlıyor.. Nereye kadar?. Gültepe Caddesi'ni Kanyon'a bağlayan o Allahın belası kavşağa kadar. Yani, Gültepe Caddesi'nden gelip, sola dönerek Kanyon'a gidecekler dönüyor ama, önleri dolu olduğu için gidemiyorlar. Gidemeyince, Gültepe'den Levent'e giden şeridin önünü kesiyorlar. O kavşak da kilitleniyor. Ne gidebiliyorsun, ne dönebiliyorsun.
Kanyon'a giden yol nihayet boşalıyor.. Artık sola dönüp gideceksin, ama gidemiyorsun. Bu defa da Gültepe'den Etiler yönüne gidenler kavşağa girmişler. Önleri tıkalı olduğu için gidemiyorlar ama, Kanyon'a döneceklerin yolunu kesiyorlar. Başlıyor geriye doğru kuyruk ve ben, Levent'ten Gültepe yönüne sapmış, tam 12 dakika kıpırdamadan bu kilit yüzünden bekliyor, ondan sonra da gıdım gıdım 27 dakikada alıyorum, 45 saniyelik yolu.
Şimdi İstanbul'un o muhterem ve makamına saat dokuzda oturup kağıt imzalayarak saatin beş olmasını bekleyen trafik müdürü, en az kırk defa yazdığım bu sorunu çözmeyi bir ama bir dakikacık düşünse, diyecek ki..
"Her gün sabah ve akşam, trafiğin yoğun olduğu saatlerde, ikişer saat, bir trafik polisi Gültepe Caddesi-Kanyon kavşağında, bir trafik polisi de Kanyon'un arka kapısı önündeki kavşakta görev yapacak ve bu iki kavşakta kilitlenmeyi önleyecek.."
Trafik akmaya başlar.. 45 saniyede değil ama, 27 dakika da değil, bilemedin 10 dakikada gider hale gelirsiniz..
Ama bunu bile yapmıyor İstanbul Trafik Müdürü.. Koskoca bir semtin tek giriş çıkışını işler hale getirmek, binlerce insanın çıldırmasını, delirmesini önlemek için iki, topu topu iki kişiyi görevlendirmiyor.. Mesela Başbakan İstanbul'a geldiği zaman, Hava Limanı'ndan Dolmabahçe'ye, her 20 metreye bir polis koyacak kadar kadrosu varken..
Niye yapmıyor?.
Çünkü umurunda değil.. İstanbul umurunda değil.. Vatandaş umurunda değil.. Gültepe hiç umurunda değil..
Şimdi, başbakan örneğini bilerek verdim..
İstanbul trafiği kurtulacaksa ve de İstanbul benzeri tüm kentlerin.. Başta Ankara, İzmir trafiği, yaşanır, çekilir hale gelecekse, bunu yapacak tek kişi, başbakan da onun için..
Yarın anlatacağım!..