Abuzittincim, Ohh.. Nihayet köye geldim.
Ne gürültü, ne patırtı, ne trafik..
Sadece rüzgarın sesi, akan derenin uğultusu, öten çeşit çeşit kuş..
Kaç çeşit bilemiyorum 30 mu 50 mi.. Sana abartma gelecek, değil.. Benim köyün adı, biliyorsun, Bördübet. Denildiğine göre "Bird bed" den geliyormuş. Kuş yatağı anlamında.. İngilizcede böyle bi laf var mı bilemiyorum..
Gerçekten kuş çok. Baharda geliyorlar, sıcaklarda gidiyorlar..
Sonbaharda dönüp kışa kadar kalıyorlar.. Sabahları kuş sesleriyle uyanmak büyük keyif.
Özlemişim.. Trafik kabusundan uzakta kalmakta acayip bi güzel Abuzittincim.. Ruhunda ferahlık hissediyorsun.. Bu kesinlikle, sadece çam ağaçlarının saldığı oksijenden değil.. Emin ol trafik siniri adamın damarlarını büzüyor..
Allah siz şehirdekilere kolaylık versin!
Şimdi trafik diyince, şehir içi çift yollarda 70 km. lik hız sınırı 80'e çıkacakmış.
Belki de çıkmıştır benim haberim yok, çünkü son yağmurdan köyde her türlü elektronik alet bozulduğundan dünyada ne olup bittiğini bilemiyorum.
Aman ne güzel, bi süre bilmeyeyim..
Trafikte hız sınırı diyordum, yav Abuzittincim kusura bakmasın ama hangi sivri akıllı desem olmaz, törpülenmiş zekalı, böyle bi karar alınmasına gerek duydu acaba?
Bilader 70 km hız sınırına uyan var mı? Üç ayım Ankara'da geçti. Eskişehir yolunun Ankara girişinde oturuyorum ve Kızılay'a gidiş istikametinde, trafiğin kilitlendiği kesimlere kadar en ağır araba kullanan benim.
Kadran 100!
Daha yavaş gitsem bindirecekler..
Sağımdan solumdan vızır vızır geçiyorlar.
150, 200 Allah bilir 250 bile giden vardır. Bunu Ankara Trafik Polisi görmüyor mu? Bi Hacettepe Kampüsü girişinde frene basılıyor, ki orada radar var, sonra gene topukla.
Dedim ya, 3 ay Ankara'da kaldım o yolu her gün kullandım ve inan, bir tek defa, trafik kontrolüne rastlamadım. Tam bi keşmekeş..
Her gün, her saat kaza.. Nerede bu trafik polisleri. Hepsi siyasi protokole mi çalışıyor bilader ?
Neyse, gene köye dönecek olursak Kangal köpeklerimle başım dertte. Başka yerlere gidip insanları rahatsız etmesinler diye evin çevresine duvar çektirmiştim.
Kangallar, genelde insan dostudur.
Ama bi başka köpek gördüler mi seyreyle gümbürtüyü.. Duvarı ondan yaptık.. 1 metre 90 santim.
Kışın, bizim Zeki Bey aradı. "Abi" dedi "Jumbo (dişisi) duvarı aşıyor."
Haydaa!.. İki kat tuğla daha konuldu. Bi ay sonra gene bi telefon..
İki kat daha takoz tuğla.
Ev yapar gibi tuğla gidiyor. Ben köye geldim, kız onu da aşmasın mı? Şimdi 2 metre 40'a çıktık Abuzittincim. İsmail usta son tuğlaları yerleştirmekle meşgul.
Erkek (Haydut) 80 kilodan fazla olduğundan zıplayamıyor.
Dişi 40-50 arası, kedinin ağaca çıktığı gibi tırmanıyor kardeşim.
İki hamlede öbür tarafta. 2.40'ı da aşarsa, takıma almaları için Atletizm Federasyonu'na müracaat edeyim diye düşünüyorum.
Bakmışın Olimpiyat Şampiyonu olmuş !
Münasip yerlerinden öperim Abuzittinciğim.
Kardeşin Güneş.
Not: O kadar sıkışık işleri arasında, son dakikada yetişip, telefon kablolarını onaran ve bu mektubun sana ulaşmasını sağlayan Türk Telekom - Marmaris'e çok çok teşekkürler.
tecelligunes@yahoo.com.tr