Mesut İktu Hocamın Kültür Üniversitesi içinde kurduğu Akıngüç Kültür Merkezi'ne gidiyorum bu gece, Fazıl'ı dinlemek için..
Çağ da var yanında.. Fazıl Say ve Çağ Erçağ, doyulmaz bir konser yapacaklar..
Aslında bu laf fazla.. Ben Fazıl'a doyduğumu hatırlamıyorum ki..
Her konserinde öyle..
"Ah bitmese.."
Adam muhteşem çalıyor..
Çalarken yaşıyor, yaşarken çalıyor..
Muhteşem de besteci..
Klasik müzikte dönüm noktası..
Kilometre taşı.. Günlerdir arabamın müzik setinde..
Ezberledim nerdeyse..
İstanbul Senfonisi ve Hezarfen Ney Konçertosu..
İstanbul Senfonisi'ni "Kültür Başkenti" olduğu için bestelemiş ve o yıl o başkentte çalmıştı. Yok canım, şaşırmayın..
İstanbul'da değil..
2010'da Essen ve İstanbul kardeş Kültür Başkentleriydiler..
İstanbul kısmını yönetenler, Fazıl'ı geri çevirdiler. Essen baş tacı etti.. İlk çalındığında ordaydım. O gün bugün kaç kez dinledim.. Ama bu defa başka..
Albümde iki DVD var..
Birinde icra.. Ötekinde anlatıyorlar.. Önce Fazıl İstanbul Senfonisi'ni bölüm bölüm, piyanosunda göstere göstere izah ediyor.. Müzikle neyi anlatmış.. O zaman daha başka fark ediyor insan, dinlediğini..
İkincide, bu defa Neyzen Burcu Karadağ, "Ney"i tanıtıyor önce.. Sonra gene Fazıl, Hezarfen'i anlatıyor..
Konçertoda neyin, Hezarfen'i, davulun hükümdarı anlattığını öğreniyorsunuz, mesela.. Hezarfen'in aralarından süzülüp uçtuğu martıların sesini çıkarmak için Fazıl'ın icat ettiği müzik aletini tanıyorsunuz.
Bu albümü alın mutlak..
Bu "Anlatım" DVD'sini dinleyin önce.. Sonra müziğe doyun, doyabilirseniz..