İlk Recep İvedik'ten sonra "Film boyunca hiç gülmedim. Oysa salon kahkahadan kırılıyordu.
Niye güldüler, anlayamadım" demiştim.
Bir kaç gün sonra rastladığım Şahan "Birlikte bir yemek yiyelim, ben sana anlatırım, Hıncal Ağbi" dedi.. Onu da yazdım, hatırlarsınız.
O yemeği bir türlü yiyemedik.. Ardından gelen yeni Recep İvedik'lere de, ben gitmedim artık..
Celal ile Ceren'in ardından benzeri soru sormama gerek kalmadı.. Çünkü ben gene gülmedim, ama sinema da gülmedi..
Film başlayalı yarım saat falan olmuştu ki, iki yanımda oturan Ünal'la (Özüak), Güven'e (Osma) "Salonda gülme sesi duydunuz mu" diye sordum.. "Hayır" dedi ikisi de..
Arka sıralardan birinden hafif bir kıkırdama sesi geldiğinde cep telefonumu çıkarıp saate baktım. Film başlayalı tam 43 dakika olmuştu..
Devamında bir iki tane daha.. Hepsi o..
114 dakikalık filmde hepsi o.. Hele son bölüm öyle "Bitmez tükenmez" işkence içinde geçti ki, biterken alkışlamak geldi içimden..
Ama bakın, bittikten sonra güldüm.. Son jenerik gerçekten güldürüyor.. Ama bizim milletin hepsi film biter bitmez tuvalete yetişmek zorunda olduğundan bu gerçekten güldüren "Çekim hataları" bölümünü izlemediler.
Yazık ettiler..
Film niye güldürmüyor?..
Çünkü Şahan'ın yazdığı esprilerin hemen tümü, belden aşağıya dönük, argoya ve dildeki çifte anlamlara dayalı..
Biz "Küçük.. Boru.. Kuş" şakalarını 1950'li yıllarda, lisede yapardık. Şahan orda kalmış. İnsanlar artık bunlara gülmüyor.
Kusma, altına etme görüntüleri de espri değil.. Suratlarda pasta patlaması da..
Salonda çocukların çokluğu dikkatimi çekti.
Filmin başında eşek kadar "13 yaş ve yukarısı" yazıyor. Sansür kurulu, çok haklı olarak çocukları bu filmde istememiş.
Çıkarken baktım. Kapıda bekleyenlerin de çoğu çocuk. Üstelik onlar, film reytingi uyarlı da olsa, gece seansına giremeyecek yaşta..
Peki kim denetleyecek?.
AVM'lerde yan yana on salon var. Kulisler ortak.. Kimin nereye gittiğini, yönetimin izlemesi mümkün değil..
O zaman Denetim Kurulu'nun kararları anlamsızlaşıyor.
Çözüm..
İki..
Bir defa, aileler baş sorumlu. Bizim izlediğimiz 19.00 seansında bir anne, hepsi küçük dört çocuğuyla gelmişti.
Yani, anne çocuklarını o filme götürüyor, daha 14'üncü dakikada neyin ne olduğunu gördüğü halde, izlemeye ve izlettirmeye devam ediyor.. İkincisi..
Belediyeler.. Rastgele denetimler yapacaklar.
Hepsi mümkün değil, ama bir ekip, bu kentteki sinemaları rastgele seçip, yaş denetimlerini yapmalı ve ceza neyse kesmeli ki, insanlarda minnacık da olsa bir korku hissi uyansın..
Pervasızlık kalksın!..