İki Kadir Topbaş var.. Biri Anakent Belediye Başkanı. İlişkimiz, gazeteci, başkan. Resmi yani.. Öteki dostum. İlişkimiz iki yakın dost..
Bu yazım ikinciye..
Saray Muhallebicisi benim için nostaljidir.. Özlemdir.. Gençliğimi, üniversite yıllarımı, Ahmet'le (Kışlalı) günlerimizi hatırlatır.. 40 lira maaşla İstanbul'a maça geldiğimizde gücümüz anca tavuklu pilava yeterdi, pilavı çift porsiyon olmak üzere.. Üst kata çıkan merdiven başında "Aile salonu" yazardı. Oraya çıkanlara nasıl imrenirdim. "Benim de sevgilim olsa, bunlar gibi üst kata çıkabilsem" diye..
Yıllardır uğramamışım. Geçen gün Ünal'la (Özüak) İstinye Park'ta sinemaya giderken, baktım orda Saray var.. Nostaljim deşti..
"Hadi" dedim..
Ayni menü.. Tavuklu pilav, yoğurt, üstüne de (Paramız olduğu günler Ahmet "Olmaya oldu" derdi.) kaymaklı ekmek kadayıfı.. Enfesti.. Akşam altıda su böreği biter mi, o ayrı?.
İki gün sonra, bu defa Kanyon'da sinemaya gidiyoruz.. Gene Saray var, yolumuz üstünde..
Ünal'la bakıştık. Konuşmadan girdik, oturduk. Oturur oturmaz kalktık, en öte masaya taşındık. Kesif bir et kokusu yükseliyor dönerden.. Ya yapma, ya havalandır. Bu devirde bu koku, hem de Saray'da, ne ayıp..
Tavuklu pilav geldi.. Pilav felaket.. Topak topak.. En ucuz yağla yapılmış belli.. Tavuğun en arta kalan parçaları.. Kedi köpek maması yapılır onlar, benim bildiğim..
Yahu iki Saray arasında bu kadar fark olur mu, Sevgili Dostum..
Sahibi Topbaş ailesi olmayabilir.. Markayı kiralamış olabilirsiniz.. O zaman da denetleyeceksiniz.. Saray markası asırlık.. Böyle ucuz edilir mi?.