Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Sorumsuz sorumluların ülkesinde "Ölüm!.."

Yani bu kadar mı üst üste gelir..
Yani bu kadar üst üste geldiği halde, bu ülkede hâlâ bir, tek bir sorumlu çıkmaz mı?. Herkes mi seyircidir Türkiye'de?..
Bu ne "Sessizler", bu ne "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" ülkesidir, içinde yaşadığımız?..
Birinci güç, yasama farkına bile varmaz.. Ne iktidarı, ne muhalefetiyle.. Hele muhalefet.. Güldürmeyin beni.. İktidarın onu bilerek içine çektiği yapay gündem tuzağına düşerek, bağırıp çağırmayı marifet sananlar mı muhalefet?..
İkinci güç, yürütme?. O hiç yok. Kılı kıpırdamaz. Çünkü bilir ki, susup otururlarsa hayat boyu otururlar. Çünkü bu balık hafızalı millet nasılsa unutur..
Üçüncü güç, yargı?. Yaramı deşmeyin..
Dördüncü güç, medya.. İşte orda kahkaha atarım.. Bu ülkede medya falan da yok.. Hepsi iki ajansın peşine takılmış haber servisleri.. Ve de hiç bir sorunun üzerine gitmeyen, çözüm önermeyen, çözüme ulaşana dek mücadele etmeyi aklına bile getirmeden, mezhebine göre günü kurtaran biz köşe yazarları mı, "Güç"üz bu ülkede..
Popomla gülerim..

***

Gecenin karanlığında, TEM Oto Yolu üzerinde benzinsiz kalmış baba oğul.. Bir karayolu aracı onları almış, ilerdeki benzinciye götürmüş.. Bir kaç litre benzin alıp arabalarına geri dönmüşler ama karşı şeride.. Öbür tarafa geçerken viyadük üzerinden, arası boşluk. Yol karanlık. Delikanlı oğul görmemiş.. Düşmüş aşağı.. Karanlıktan gelen "Kurtar beni baba" çığlıkları arasında ölüm..
Haber minnacık yazıldı. Verildi.. Bitti..
Efendim, arada mazgallar varmış da.. Mazgalları hırsızlar çalıyormuş da..
Yahu utanın.. Yahu önce bir hatırlayın.. Bu haberi aynen yaşamadık mı geçmiş yıllarda.. Bir ölümden sonra, her türlü önlemi almaz mı, devlet?.. Yani o gücü kullanan iktidar.. Denetlemez mi muhalefet?. Suçluları ortaya çıkarıp ibret-i alem için cezalandırmaz mı yargı?.
Hatırlıyor musunuz, o ölümden sonra, yargıyı geçtik "Disiplin cezası" alan birini..
Peki biz medya ne yaptık?.
Haber!..
Bitti..
"Yahu ölüm bu kadar ucuz mu?. İnsan canı bu kadar bedava mı" diyen çıkmaz mı bu ülkede?.
Karayolları Genel Müdürü, bu ikinci rezillikten sonra artık istifa etmez mi?. Ya da kulağından tutulup atılmaz mı?. Ona ses çıkarmayan bakandan hesap sorulmaz mı?
Sorulmaz.. Muhalefet de, medya da "Niye sorulmadığını" sormaz..
O zaman ülke sorumsuzlar ülkesi olur..
Bizler de bedavadan ölüp gitmeye devam ederiz..
***

Kozlu rezaleti daha dün.. Ne oldu?.. İzleyen var mı, ne oldu?.
Unuttuk gitti.
***
Adam vapurdan atlamaya kalkıyor, yanaşırken. Araya düşüyor ve orada, etrafında onlarca insan varken boğulup ölüyor..
Vapurdan atlarken denize düşen, boğulan ilk insan mı bu?.
Yok canım. Ben bildim bileli olur..
Peki önlem almaz mı, devlet?. Yerel yönetim?. O vapurları işleten şirket..
Geminin kaptanı böyle bir durumda ne yapılacağını bilmiyor. Görüntüler meydanda şaşkınlık içinde yaptığı manevralarla ölümü kolaylaştırıyor.
İskeleyi süren miço, bu durumda ne yapılacağını bilmiyor. Çaresiz..
İskeledeki halatçı da, böylesi kazalar için cahil..
Yahu, bu eğitim on dakika sürer.. İki sayfalık da bir broşür okutursun, tamam..
Bunu esirger mi o vapurları işleten kurum?.. Bunu şart koşmaz mı, devlet?.
O vapur yanaşmadan, iskele uzatılmadan insanların atlaması bu ileri teknoloji çağında önlenemez mi?. Araba vapurları gibi, kaptan tarafından açılıp kapanan bir kapak konamaz mı?. En azından "Atlamayı önleyen zincir, iskele uzatılmadan kesin çözülmez" kuralı konmaz mı?. İnsan canı 15 yaşında tecrübesiz bir miçoya emanet edilir mi, bunca kaza, bunca ölümden sonra hâlâ?.
Ölüm bu yahu, ölüm?..
Bir hesap soran çıkmaz mı?.
***

Ya aprondaki rezalet.. İki herif zurna gibi uçağa biniyorlar.. Havalanıyor uçak.. İkisinin de telefonu çalmaya başlıyor.. Yolcular rahatsız.. Hostesler güç bela uyandırıyor zurnaları, ama telefonu kapattıramıyorlar.. Pilottan da hareket yok.. Böyle durumlarda, inilecek alana haber verilir. Polisler o iki caniyi uçak kapısında bekler. Ama Onurair, şanına gölge düşer diye, olayın kapanması peşinde..
Uçak hiç bir şey yok gibi İzmir'e iniyor. Yolcular o iki herifle ayni otobüse bindiriliyor.. İçerde tartışma çıkıyor.. Servis otobüsü şoförü en yapılmaz şeyi yapıyor.. Apronun ortasında, hani o bin kontrolden sonra girebildiğiniz apronun ortasında bir otobüs dolusu insanı serbest bırakıyor.. Her türlü kaza olabilir.. O iki zurna, kızdıkları bir yolcuyu yere yatırıp tekme sille, öldüresiye dövüyorlar. Hepsi görüntülerde var.
Sonra..
Bitti..
Sonrası yok.. Polis, neden sonra gelen polis, uçağa zurna gibi binen, uyarılara rağmen telefonlarını kapatmayan, apronda adam döven iki magandayı serbest bırakıyor..
Serbest bırakıyor, iyi mi?..
Bu ülkede iki şey serbest zaten.. Öldüresiye adam dövmek ve trafikte adam öldürmek..
Yahu yıllar önce bir Türk üniversite öğrencisi, Boston New York uçağında tek yolcu olarak kalkışı beklerken, hostes oyalamak için elinde bir deste iskambille gelip "How about black jack" demişti.. Yani.. "21 oynayalım mı?."
Bizim delikanlı kelime oyunu ile şaka yapmıştı..
"How about high jacking?." Yani.. "Uçak kaçırmaya ne dersin!.."
30 saniye sonra uçağa iki polis daldı, elleri arkadan kelepçelenen delikanlı kendini havaalanının nezaretinde buldu.
Tam bir yıl yattı, şaka yaptığını anlatana dek!..
Uçak işleri şakaya gelmez çünkü.. Orda.. Bizde değil, yanılmayın..
Kaç gündür Amerikan televizyonları, uçakta olay çıkaran sarhoş yolcunun resmini yayınlıyor.. Adamı oturduğu koltuğa koli bandı ile mumya gibi yapıştırmış, ağzını da bantlamışlar. Uçak inip boşalınca, polisler gelip almışlar.. Bizde..
Olay olalı günler geçti.. Doğru dürüst bir haber gördünüz mü?. Bir köşe yazısı çıktı mı, "Uçaklarımız, hava yolcularımız, apronlarımız ne derece güvenli" diye?.
Paris, Londra, New York, Frankfurt uçağında olsa, yer yerinden oynardı. Bizde kimsenin kılı kıpırdamıyor yahu?. Özel uçak şirketi zarar görmesin, gerisi önemli değil..
Ulaştırma Bakanı nerde?. İçişleri Bakanı nerde?.. Muhalefet nerde?. Sivil havacılık nerde?. Savcılar nerde?.
Medya nerde?.
Yahu bir, tek bir "Sorumlu" yok mu, bu sorumsuzlar ülkesinde..
Bir ama, tek bir kişi çıkmaz mı, bunca sorumsuzdan hesap soracak?.
Yani, yapan, yapana aldırmayan, ses çıkarmayan, görmezden gelip yerinde oturan herkesin, yanına kâr kalması mıdır, bu ülkenin kaderi?.
Sorumsuzlar ülkesinde pisi pisine ölmek mi alın yazımız, Van Vali Yardımcımız?. (Onu hatırlayan var mı? Buraya niye onu yazdığımı..)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA