İçim nasıl karanlıktı, yılın son günlerinde.. Yeni yıl yazılarımı hep ayni cümle ile sonlandırırdım ya "Yeni Yılın yeni umutlar getirmesi dileğiyle.." diyerek..
Bu defa umudum öyle yoktu ki, "Dilemek" bile alay etmek gibi geliyordu bana..
Bu ülkeyi yöneten, yönetime talip olan liderlerin hepsi, sözleşmiş gibi hepsi, birbirlerine öfke ile saldırır, söverken, nasıl umudum olacaktı ki yeni yıldan..
2012'nin simgesi "Öfke"ydi..
Herkes herkese öfkeliydi. Herkes her fırsatta öfke kusuyordu.. Herkes, kendisinden başka herkesi "Öteki" ilan ediyordu..
Amipler, terliksi hayvanlardan beter bölünüyorduk..
Peki o zaman nasıl, bir, birlik, "Biz" olacaktık?.
Alevi öteki, Kürt öteki, Üniversiteli öteki, muhalif öteki, yandaş öteki, Fenerli, Galatasaraylı öteki, inanan öteki, inanmayan öteki.. Herkes öteki..
Temel esas bu.. Herkes öteki.. Herkese öfkelenecek, herkese bağrılacak, çağrılacak..
Sebep?.
Bulunacak. Bulunmazsa yaratılacak!..
Aynen öyle yaşamadık mı, 2012'yi..
Nasıl umutlu olacaktım 2013'ten..
Bu kapkara tabloyu iki resim değiştirdi, Kara Yılın son gününde ve yeni yıl için yeniden umutlanmamı sağladı..
Birincisi "Kardeşlik" resmiydi..
Kürt Lider Şerafettin Elçi'nin Türk Bayrağına sarılı tabutunun önünde saf tutan ülke liderleri.. Tüm bir yıl boyu hele salı günleri içimizi karartmak için yarışan düşman kardeşler, bir ölünün önünde de olsa, bir araya gelmiş, ayni amaçla saf tutmuş, belki de ilk defa "Biz" olmuşlardı..
Bu umuttu..
Fransız İhtilali'nin dünya insanına armağanı dört sloganı vardı.. Kardeşlik, bütün insanların kardeş olduğu, bunlardan biriydi.. Bence en kutsalı, en güzeliydi.
Bizimkiler tam da yeni yıla girerken, kardeşlik resmi çektirmişlerdi..
Arkası gelir mi, bir anlık poz olarak mı kalır, bilmem..
Bildiğim.. Umut.. Fakirin ekmeği umut.. Önümüze koydular, yiyeceğiz..
İkincisi resimde Soner Yalçın Silivri Mahpesinden çıkıyordu, iki sene sonra.. Niye tutuklandığını, neyle suçlandığını dahi bilmeden, ağır cezalık mahkumiyete dönüşen bir tutukluk döneminden sonra, bizler tam da "Bu ülkede adalet bitti" derken tahliye edildi..
Perşembe sabahki "Dava" başlıklı yazım, hiç bir umudumun kalmadığını anlatıyordu. Bu ülkede adaletin gerçekleşeceğinden hiç umudum kalmadığını..
Ama mahkeme beni yanılttı.
Soner tahliye edildi. Yılbaşını evinde geçirecek.. Bu "Türkiye artık adil bir ülkedir" demek mi oluyor?.
Yok canım!..
Bu "Umut" oluyor!..
Soner kararı, yılın tam da son gününde, "Umut" oldu, umutsuzlar için..
Fransız İhtilali'nin dünyaya çaktığı bir ilke için daha umut doğdu..
"Adalet!.."
21. Yüzyılda, 2012'nin sonunda, 1789'da konan dört ilkeden ikisi için umudumuz var şimdi..
Kardeşlik ve Adalet!..
Özgürlük ve Eşitlik kaldı geriye..
Cunta anayasasını değiştirebilirsek, onlar için de umudumuz doğar, belki..
O zaman..
Yeni yılın yeni umutlar getirmesi dileğiyle..