Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Atatürk rozetli adam!..

Sabah kafamda bin düşünceyle işe geliyorum.. Üç günlük yazı hazırlamam gerek.. Biri hazır gerçi.. Geleneksel Yılbaşı öyküm.. Hafta sonu yazılarını biraz hızlı hazırlayıp Antalya uçağına yetişmem gerek.
Neler yazacağım?.. O kadar çok konu var ki.. Bir yandan yeni yıla girerken, eski yılın son günlerinde ve hafta sonunda tatsız şeyler istemiyor gönlüm.. Güzel şeyler yazmam gerek, ama ne?..
Tam o sırada hep sessizde duran cep telefonum titredi. Mesaj.. "Gürer Aykal" yazıyor.. Tıkladım.
"Asım Bey bu sabah erken saatlerde vefat etti. Türk Ulusu'nun başı sağ olsun."
"Heykeli dikilecek adam"
diye anardım onu hep..
Afyon'un Tazlar köyünde 1924'te doğmuştu. Cumhuriyet'ten bir yıl sonra.. Okumak için köyü terkettiğinde 6 yaşındaydı.. Bir bavulla inmişti İstanbul'a..
Okul parası için çivi falan satmıştı.. Üniversiteyi de bitirdi..
Sonrası..
Ülkenin en büyük şirketlerinden birini yaratmış, çok kazanmıştı. Ama "Bu ülkeden kazandıklarını bu ülkeye verenler"in başında geliyordu.. Eğitime ve sanata müthiş yatırımlar yapmaya başladı..
Kurduğu Borusan Filarmoni ile Erzurum'a konsere gitmiştik, birlikte.. Dönüşte yazdığım yazıyı hatırladım..
Gazeteye gelir gelmez, arşivden tıkladım, sizin için..

***

Amerika'da olsa, hayatı çoktan filme çekilmişti.. Bir Anadolu köyünde doğan sıradan bir çocuğun 85 yaşında geldiği nokta gerçek bir başarı, gerçek bir zafer öyküsü, harika bir insanlık romanı olarak, nefes kesen bir film senaryosudur, çünkü..
Asım Kocabıyık'tan söz ediyorum..
Ben onu Borusan'ı yaratan adam olarak bilmem, tanımam.. Ekonomi yazarı değilim. O konuyu sevmem..
Benim için Asım Kocabıyık, bu ülkeden aldıklarının bir bölümünü, hem de önemli bölümünü bu ülkeye geri veren bir örnek insandır..
İki üniversite kurmuş, bir yığın liseyi de Milli Eğitim Bakanlığı'na hediye etmiştir.,
Köyden İstanbul'a nasıl güçlükler içinde gelip okuduğunu unutmadığı için..
..Ve de sanata öyle müthiş, öyle örnek yatırımlar yapmıştır ki..
2010 Avrupa Kültür Merkezi, 15 milyon nüfuslu Dünya Kenti İstanbul'da iki devamlı senfoni orkestrası var, bilir misiniz?..
Biri devletin.. Ödenekli..
Öbürü özel.. Asım Kocabıyık'ın işareti ile kurulan Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO).
İşte bu orkestra ile, Cumhuriyet'in temellerinin atıldığı tarihi kongrenin yapıldığı kente, Erzurum'a gittik. Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde bir Cumhuriyet Konseri verdi, orkestra..
Erzurum'a Vivaldi çaldı.. Mozart çaldı.. Daha çok yakında kaybettiğimiz Nevit Kodallı çaldı..
Atatürk 1934'te Meclis'i açarken "Arkadaşlar.. Güzel sanatların hepsinde ulus gençliğinin ne türlü ilerletilmesini istediğinizi bilirim. Bu, yapılmaktadır. Ancak, bunda en çabuk, en önde götürülmesi gerekli olan Türk Musikisi'dir. Bir ulusun yeni değişikliğinde ölçü musikide değişikliği kavrayabilmesidir. Bugün dinletilmek istenen musiki yüz ağartacak değerde olmaktan uzaktır; bunu açıkça bilmeliyiz. Ulusal ince düşünceleri duyguları düşünceleri anlatan yüksek deyişleri, söyleyişleri toplamak, onları bir gün önce genel son musiki kurallarına göre işlemek gerekir. Ancak bu düzeyde Türk Ulusal Musikisi yükselebilir, evrensel musikide yerini alabilir" deyişini emir kabul edenlerden Kodallı'nın işte tam da bu olan Anadolu düzenlemesi Allıturnam'ı, hem de Atatürk Cumhuriyeti'nin ilk temel taşlarının konduğu Erzurum'da içimiz titreyerek, gözlerimiz yaşararak, duvardaki kocaman Atatürk portresine, sevgi, saygı ve gururla bakarak dinledik..
Konser öncesi 85 yaşındaki Kocabıyık'ı mikrofona davet ettiler..
Çok kısa konuştu..
"Kocaeli ve Uludağ üniversitelerini Atatürk'ün yolunda yürüyecek gençler yetişsin diye kurdum" dedi..
"Bu orkestrayı, Atatürk'ün gösterdiği yolda yürümek için kurdum" dedi..
..Ve konuşmasını bu ülkenin her kentinde en okunacak yere yazılması gereken müthiş sözlerle bitirdi..
"Bana Atatürk'ün yolunda yürüme fırsatı verdiği için Allahıma şükürler olsun!.."
İşte bu, uçlarda yaşamayı marifet sanan ve bu ulusu bölmeye çalışan iki uçtaki şaşkınlıklar..
İşte bu..
"Atatürk'ün yolunda yürüten Tanrı'ya şükür", ne demektir, anlayabildiniz mi?..
"Atatürk'ün yolunda diye Tanrı'ya şükretmek", nasıl bir yaşam felsefesi, nasıl bir inançtır, bilincine erebildiniz mi?..
İnşallah erersiniz!..
Teşekkürler Kocabıyık!..
***

İki gün evvel, İKSV'nin Pera'da restoranında Gürer, Kocabıyık'ın kızı Zeynep'le bir öğle yemeğinde buluşmuştuk.
Zeynep tam babasının kızı.. Şirin, mütevazi, içten, candan..
"Hanımefendi" diye hitap ederek başladığımız yemek, görüyorsunuz "Zeynep" diyerek bitti..
Zeynep, Borusan'ın Sanat İşleri'nin başında.. Babasından aldığı bayrağı çok daha ilerilere götürecek, göreceksiniz..
Zeynep, babasını yaşatacak!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA