Doğduğunda sahip olduğu soyadının önüne bir "Ad" ekleyenlerdendi Mücap!.. Büyük Mücap!..
Büyük oyuncu, büyük insan, büyük dosttu.. Ne severdim..
Daha geçen gün Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin uğramıştı bana.. Ankara'da Cyrano de Bergerac'ı yeniden sahneye koyuyorlardı..
Daha önce iki muhteşem adam oynamıştı Cyrano'yu.. Cüneyt Gökçer ve Mücap Ofluoğlu..
"Cüneyt Hoca artık yok, ama Mücap Usta'yı galaya davet etmeyi çok istedik ama rahatsızmış" demişti..
4 yıl önce 88 yaşındaydı.. Yaşamdan Dakikalar'a konuk olduğunda, Cyrano'dan tiradları ezber okuduğunda.. Fiziği de, beyni de çakı gibi..
Ankara'da yaşayan Kemal biraderle konuşup planlar yaptık, bu hafta için.. Ankara'ya gideceğim.. Serpil, Kemal, damatlar, gelinler, yeğenler hem bir erken yılbaşı yapacağız, hem de ailecek Cyrano'yu seyredeceğiz.. Kadere bakın.. Kemal'e telefonda konuşur, Ankara gün ve gecelerini planlarken, ekrandan alt yazı geçti, "Büyük sanatçı Mücap Ofluoğlu'nu kaybettik" diye.. Öyle kalakaldım. Kulaklarımda, Cyrano'nun kapanış sözleri çınladı, Mücap'ın, büyük Mücap'ın sesiyle.
"Her şeyimi koparıp alın,
Defnemi, gülümü!
Ama öyle bir şeyim var ki götüreceğim
Tanrı huzuruna çıkarken
Kurtuluşum süpürecek mavi nuru
Lekesiz, kırışıksız,
Ne yaparsanız, götürüyorum onu!
O benim...
Gururum!"
Gururunu yanında götür usta.. Ama Mücap hep bizimle kalacak. Çünkü o..
Çünkü o, ölümsüz!..