Hafta sonunda gene okunacak çok şey buldum gazetelerde.. "Ekler" çekişmesi, cumartesi ve pazarlarımı "Ekler (Eclair) tadına getirdi ki, en sevdiğim pastadır..
İşaretleyip ayırmışım. Yasemin kesip önüme dizdi.. O sırayla yazıyorum.
Pazar Sabah'ta, "Bir akşam kız kıza çıkalım" dedik demiş, bizim dört kahraman kızımız. Sonat Bahar, Necla Bayraktar, Burcu Aldinç ve Müjgan Halis.. Yaşadıklarını anlatmışlar. Bayıldım, imrendim.
Gene pazar Sabah'ta gene Nur Çintay.. Gene bir keyif ziyafeti.. Sözlük anlamı da olabilir.. Yazdıkları yemek üzerine çünkü.. Bu arada eşi Emre Aköz de eski günlerine döndü. Kültürünü ve kalemini kullanmaya başladı. Dave Brubeck'in ölümü üzerine en güzel satırları geçen hafta ondan okudum.
Akşam'da cumartesi Tuğçe Tatari, son zamanlarda gerçekten anlamakta çok zorlandığım İshak Alaton'un, sanki iki tarafın etnik fanatiklerini tahrik etmek, yeni bir olay yaratmak için adeta çırpınması üzerine yazmış. Eline, yüreğine sağlık.
Özay Şendir Sabah'ta harika bir köşe hazırlıyordu. Transfer olup gittiği HaberTurk'te yerini bulamadı, harcandı. Star'da haftanın iki günü minicik yazıyor. Cumartesi günü Köşe Yazarlığı üzerine enfes yazdı.. "Bir köşe yazarı neyi değiştirir, neyi değiştiremez" üzerine.. Bazen en küçük konuların, en anlamlı sonuçlar verdiğini harika bir örnekle anlatmış.
Fatih Altaylı, bence çok yanlış yazmıştı, bile bile ölüme gönderilen o kurtarma botu için..
Cumartesi günü çok ayrıntılı bir cevap yazısını yayınlama olgunluğunu gösterdi. O ufak teknenin o fırtına da batmasa bile kimseyi kurtaramayacağını anlatan. Aslında bu olay için soruşturma açılmalı..
Ertuğrul Özkök'ün Ayşe Arman yazısı olağanüstüydü cumartesi günü.. Bir Ayşe Paradoksu da o kaleme almış, benimle sözleşmiş gibi.. Bulun okuyun.. Hafta sonları bol gazete alın, bol okuyun..