Güzel Sanatlar'a, bu ülkenin en ihmal edilen sanatçılarına ağırlık veriyorum ya inatla, ısrarla..
Efendim, "Üst sınıf"a yönelik yazılar yazıyormuşum.. Öyle mailler alıyorum..
"Kim demiş, sanatın üst sınıfa ait olduğunu" diye oturup cevap yazmaya hazırlanırken, Zehra Topçu'nun maili geldi önüme..
Bundan iyi cevap mı olur?..
"Madem Hıncal 'Git' demişti, ben de gitmeliydim.
Önce müze kartı çıkarttım. 2 günde geldi. Hafta sonu erkenden kalktım.
Kayışdağı'ndan Emirgan'a gitmek... Uzaktı ya.. Vapurdu, otobüstü, trafikti derken harika bir yolculuk oldu. Boğaz havası, manzara harikaydı. En güzeli müze bahçesine girdiğimdeydi. Kuyruk vardı gişede. Çok şaşırdım.. Yaşlı teyzeleri çocukları, hele pusetteki bebekleri görünce şaşkınlığım iki kat arttı. Herkes ordaydı.
Ben resimden anlamam, bilmem..
Yüz küsur sene öncesinden bana uzanan bir el vardı, tutmayı, Monet'nin baktığı, gördüğü şeyleri bir de kendi gözümle görmeyi istemiştim. Çok güzel bir hafta sonuydu benim için. Adeta zorla davet ettiğiniz, buna sebep olduğunuz için size çok çok teşekkür ederim.."