Yani çok fazla şey bekleyerek mi gittim bilemem.. Sonunda Sevgili Atilla ile (Dorsay) bir kez daha uzlaşamadık..
Tetikçiler /Loopers'a dört yıldız verip "Baş yapıt" demişti.. Sinemadan anlamak başka şey oluyor, gerçekten..
Benim paramla "Eh, işte.."
Yani vasat.. Yani görmezseniz pek de bir şey kaçırmış olmazsınız. Oysa ne güzel bir konu yakalamış. İki bin bilmem kaç yılında "Zamanda seyahat" icat edilmiş.
Sistem yasaklanmış ama mafyanın eline düşmüş.. Öldüreceklerini, geçmişe gönderiyorlar. Orada, daha önce gönderdikleri tetikçileri var. İşi hallediyorlar..
Yaşanan günde ne cinayet var, ne de ceset. Tertemiz ortadan kaldırma..
Gönderilecekleri bekleyen tetikçi bir gün önünde, kendisini buluyor. Bu defa 30 yıl sonraki kendisini öldürmekle görevli..
Ne var ki 30 yıl sonraki kendisinin öyle pisi pisine ölmeye niyeti yok. Onu bu hallere düşüren mafya babasının 30 yıl önceki çocukluğunu bulup ortadan kaldıracak ki, bu kötülükler gerçekleşmesin..
Herkes herkesin, bu arada, kahramanımız da kendi kendisinin peşinde.. İyi değil mi?.. İyi de beni niye yer yer fena halde sıktı, o zaman?.
"Nuri Bilge Ceylan mı çekmiş acaba, bu kadar yavaş giden bir aksiyon filmini" diye düşünmedim desem yalan olur..
Bruce Willis ve bilim kurgu hayranları (Ki ben öyleyim) gitsinler ve kendileri karar versinler, Atilla mı haklı, ben mi?.