Türker Ağbim aradı gene.. "Çarşamba yemekte buluşuyoruz" diye.. "Ağam çarşamba Fener'in kupa maçı var, unuttun galiba" dedim.. "Yemek Büyük Klüp'te.. Orda seyrederiz. Erdal ve Erman'ı da alırız" dedi..
Jeton düştü.. Büyük Klüp Başkanı Duran Reis (Akbulut) Fenerli.. Erdal Şafak Müdürüm Fenerli.. Erman Yerdelen, hasta Fenerli..
"Türker ağam maçı bağlamış.. Fenerlilerle kutlama şöleni hazırlamış, bana da gösteri yapacak" dedim, kalktım gittim..
Harika bir gece oldu, şaka bir yana.. Yani yemekler mi daha güzeldi yoksa sohbet mi, ya da Fener'in golleri mi, cidden bilemedim.. Fenerbahçe çok güzel oynayıp Bursa'yı sildi, silişi de dörtledi..
Haa.. Dakka bir, gol bir.. Türker Ağam "Dört olur" dedi.. 4-0'dan sonra Mehmet Topuz'un muhteşem şutu direkten dönünce bağırdım..
"Yarın yazmam mı, Fener'i Türker İnanoğlu bağladı, diye.. Maç beşe altıya rahat giderdi yani.."
Fener'in kupasını ve madalyalarını onca Fenerlinin arasında, Beşiktaşlı Müdürüm Erdoğan Aktaş ve Galatasaraylı ben, işte böyle neşeyle, şakayla izledik. Bu Türkiye'nin her yanında, her evinde, her stadında olur. Olurdu zaten.. Bizi bir bıraksalar.. Üç beş hayvanın bizi esir almasını bir önleseler..
Bırakacaklarını bilsem, ayni gurupla Bağdat Caddesi'ne çıkar, 30 yıl sonra gelen kupanın bayramını da izlerdim, sabaha dek..