11 kişi aniden öldü.. PKK baskını mı?. Bomba mı attı, teröristler?. Doğal gaz mı patladı?.
Hiç biri değil.. Bu ülkeye en modern AVM'lerden birini daha inşa eden şirket, milyonlarca masrafın içinden üç kuruşa tenezzül etmiş, işçiler için adam gibi geceleme yeri yapacağına, en ucuzundan ve en kolay yanan malzemeden, yani plastikten çadır kurmuş, bu karda kışta..
İşçiler soğuktan donar hale gelince, ne buldularsa ısınmak için, çadırlara getirmişler.. Sonunda yangın..
Plastikler bir anda parlayıp, bitişik nizam, aralarında güvenlik mesafesi de bırakılmamış çadırların hepsine o hızla yayılınca, buyrun 11 ölü..
Ayni gazetede Esad'ın Humus baskını vardı. Kendi insanlarını öldürmüş. Katliam..
İsrail Gazze'yi bombalamış..
Katliam..
Peki bizdeki ne?.
Bu kaçıncı?.. Ve niye hep bizde oluyor?.
Bizde oluyor çünkü, yapanın yanına kâr kalıyor her şey.. Biliyor adamlar..
Bu ülkede sorumlu yok..
Çıkmıyor..
41 insan hızlı trende öldü. Sorumlu çıktı mı?.
Sivas'ta 33 insan yakıldı.
Sorumlu çıktı mı?. Yahu, katillerden biri aranırken, krediler almış, resmen evlenmiş, askere gitmiş. Hatta polise kendi ayaklarıyla gidip ehliyet almış..
"Bu nasıl aramaktır" diye bir tek sorumlu bulunup sorgulandı mı?.
19 yılda bir katliam davasını bitirebildik mi?.
Sorumlu var mı?.
Bu ülkede "Siyasal Sorumluluk" diye bir şey kalmadı..
İdari Sorumluluk dostlar alışverişte görsün. Baştan savma bir soruşturma, uyarı falan olursa, öpün başınıza koyun.. Sivil Toplum Örgütleri..
Palavra.. Kendi reklamları için, göstermelik varlar..
Kimse kızmasın..
Bu 11 kişiyi cayır cayır yakan inşaat dağ başında değil..
İstanbul'un göbeğinde..
Yahu bir vicdansızlar şirketi, hayvanlara yapılsa kıyamet koparacak çadırları bu kadar rahat kurmakta ve sürdürmekte özgür ve pervasız olabilir mi?.
11 insan değil, barınakta 11 köpek yansaydı, birileri şimdi Taksim'de nutuklar atıyor, İstiklal Caddesi'nde yürüyordu. İnsanlar öldü, aldıran yok..
Peki, bu inşaatı denetleyen kurum yok mu?.
Yok.. O şirketin patronları asla ve kat'a denetlenmeyeceklerini adları gibi biliyorlar..
Kazara biri gelse, makbuz keser, 50 lira ceza.. Gider, bir daha da gelmez.. Sistem böyle..
İşçiler belediyeye şikâyet etmişler, yangından önce.. Tısss..
Belediye ne zaman bu kente ve insanına sahip çıktı ki?.
Sendika ağaları konuşmuş, yangından sonra..
Onu bunu itham etmişler.. Yahu hele konu işçiler olunca en büyük en yetkili sivil toplum örgütü sizlersiniz.. Ne işe yararsınız?.
Sabah'ın önünde bir param parça bez.. "Bu iş yerinde grev vardır.."
Yıllar önce astılar. Bir süre, karda buzda bir arkadaş altında nöbet tuttu. Baktı aldıran yok.. Nöbet bitti, paçavraya dönen bez kaldı.. O iş yeri ordan taşındı aylar önce.. Paçavra hâlâ duruyor..
Bu mudur sendikacılık?.
11 işçi öldü.. İşçi sendikaları zerre sorumluluk duymuyor, başka sorumlu arıyorlar, Sorumsuzlar Ülkesinde..
Gazeteler.. Haber Televizyonları.. Dördüncü güç medya nerede?.
Yangından sonra babam da gider.. Marifet yanmadan denetlemek.. "Buraya hayvan bağlanmaz efendiler" yayınını yapmak.. Belediyeye.. Vilayete.. İtfaiyeye..
Sendikalara..
Çalışma Bakanlığı'na.. İçişleri Bakanına.. Uygar ülkede bunların hepsi sorumludur o 11 ölümden çünkü..
Denetlemeyen, peşine düşmeyen, vicdansız, kural tanımaz insanları bu kadar pervasız, bu kadar umursamaz hale getirenler, onların hepsidir, çünkü..
Adam denetlenmeyeceğini, adam ne yaparsa yanına kar kalacağını biliyor ve üç kuruş için 11 cana kıyıyor..
Ardından, aslında baş sorumlu olanlar konuşmaya başlıyorlar.. Hiç sıkılmadan..
İstifa gibi çağdaş bir kurumu, akıllarına getirmeden konuşuyor, konuşuyor, konuşuyorlar..
"Neler yapmadık şu vatan için..
Kimimiz öldük..
Kimimiz nutuk söyledik"
Kalk da bak, Orhan Veli.. Kalk da bak.. 70 sene geçti, değişen bir şey yok, vatanında..