Kaç sene oldu, biz Yaşamdan Dakikalar'a başlayalı?. Dört.. Beş.. Altı.. Kaç program yaptık?.. 100.. 300.. 600!.. Bilmem.. Bildiğim, böyle bir program daha çekmedik bugüne dek.. Kaçırırsanız, neler kaçırdığınızı bilemezsiniz..
Kaydedin.. Bir kenarda dursun.. Hatta Nebil bu bölümden bir DVD yapsın.. Her evin diskoteğinde bulunmalı.. O kadar güzel..
Ben Cihan Ünal'ı, konservatuardan mezun olup, Damdaki Kemancı'da Tevye'den kızını bir türlü isteyemeyen utangaç terzi rolünde oynadığı günden beri izledim. Onu çok iyi tanıdığımı sanırdım. Tanımazmışım meğer..
Yakın dostun olunca, onun nasıl bir dev olduğunun farkına varman için kafana tokmakla vurması gerekiyormuş meğer..
Cihan, salı günü öğleden sonra, çekimde, Sunay'ın, Nebil'in, benim kafamıza o tokmakla vurdu işte.. Üç laf ebesi, sözüm ona üç konuşma ustası bizim nutkumuz tutuldu, nefesimiz kesildi, Cihan'ı dinledik, Cihan'ı seyrettik, bittik..
Şok açılışla başladı.. Önder Bali, binlerce teşekkür koşmuş gelmiş, piyanonun başına.. Bir My Way'le açtı Cihan.. Şarkı söylemiyor, kendini anlatıyor.. Öyle bir yorum.. Sonra sazı eline bir aldı, programın sonuna kadar, götürdü..
Vay ki vay..
Evita'dan, Damdaki Kemancı'dan o unutulmaz şarkıları seslendirdi.. Türk edebiyatının en güzel şiirlerini okudu.. Karacaoğlanlar, Özdemir Asaflar, Ahmet Muhip Dranaslar, Orhan Veliler..
Ve de tiyatronun en ünlü tiradları..
Hele Nazım'ın "Akrep Gibisin Kardeşim"in ardına bağladığı Shakespere, Atinalı Timon'un tiradında öldük, öldük dirildik..
Bu Cihan'ı kaçırmayın.. Cidden kaçırmayın, yazık edersiniz..
Bu gece 21.00, pazar sabahı 10.00'da, SkyTurk'teyiz..