Necati Ateş Galatasaray'a döndüğü günden beri havasını buldu. Gol atıyor.. Attırıyor.. Sivas maçının da gözdelerindendi. İki gol, bir asist.
Buse Terim, biliyorsunuz.. Fatih Terim'in kızı.. Dünya güzeli bir ailenin çok iyi yetişmiş kızı.. Futbola meraklı.. İyi de Galatasaraylı.. İki hafta sonra Fener derbisi de var ya.. Necati'nin "Ateş" soyadı ile yaklaşan derbiyi birleştirip bir şaka yapmış tweetle...
Vay sen misin yapan?.. Kızın tweetine yüzlerce çirkin, ayıp, dengesiz, rezil yanıt..
Ayni şey tahmin ederim Murat Özaydınlı'nın da başına gelmişti. O da, Fener, Gençler'e 6 atınca, 6-0'dan mülhem "Bu birilerine uyarı mı acaba" tweeti yazmıştı..
Yani, bu şakaları da yapamıyorsan, takım tutmanın anlamı, esprisi ne?.
Tabii, işin keyfi, güzelliği, neşesinin içinde en yakın arkadaşlarını kızdırmak var..
Mesela bizim maç gurubunda Fenerli az.. Onlar gelmedi mi, gecenin keyfi düşüyor..
Yanımda oturan Muzo'ya şaka yapmazsam, neye yarar ki, Galatasaray'ın kazanması.. Ya da Fener'in yenilmesi..
Muzo da ona geliyor zaten.. 20 Galatasaraylı'yla tek başına dalgasını geçmek için.
Sonrası gırgır, keyif..
Niye tribünlere gitmeyi terk ettim?.
Orda bu keyif bitti çünkü.. Bitirdik..
Ruh hastası liderler tarafından yönetilen taraftar gurupları, sadece sövmek ve kavga çıkarmak, ellerine ne geçerse sahaya atmak üzere şartlandırdılar genç kuşakları.. Sonunda geldiğimiz durum.. Birinin maçına öbürünün seyircisi yasak. İnsan gibi maç seyretmeyi başaramadık. Hayvan gibi kafeslere alınmaya başladık. O da yetmedi. Havyan bile olamadık. Geldi "Yasak" kararları..
Şimdi, Fener- Galatasaray derbisi ile ilgili iki gerçekten şirin, gerçekten herkesin aklına gelebilecek birer şaka yapan iki insana böyle hayvanca saldırının esası ne çözmek lazım.. Onun için de uzman olmak gerek herhalde..
Freud yaşasa, Buse'ye tweet atanları "Tatmin edilememiş cinsel arzuların kurbanları" diye tarif ederdi herhalde..
Bir şaka için bir genç kıza cinsel içerikli hakaret etmenin en hafif tarifi bu.. Keşke o kadar hafif olsa..
Aslında "Kadına saldırı" denen şey, tam da işte bu..
Anadolu'nun binlerce yıllık gelenek ve görenekleri, töreleri içinde büyümüş bir erkeğin şiddetinden çok daha ağır, eğitimli, kentsoylu, bilgisayar kullanan ve dünyanın dört bir yanıyla iletişim içindeki bir gencin, bir genç kıza böyle saldırması.. Bu sanal saldırı, çok daha aşşağılık, çok daha çirkin, çok daha utanç verici..
Buse de, Özaydınlı da şaka yaptılar.. Şaka iki yönlüdür. Bir.. Yapanda mizah duyusu olacak.. İki.. Muhatap olanda mizah anlayışı ve hoş görü..
Politikacısından başlayıp, gazeteci, köşe yazarına, bu ülkede halka örnek, emsal, rol model olacak herkesin, ama herkesin, kendi dışındakileri "Öteki" ilan ettiği ve tüm "Ötekiler"e her yolu kullanarak "Sövdüğü" ülkede "Mizah Duyusu, Mizah Anlayışı nasıl olacak" derseniz, orda dururum..
Nasrettin Hoca'yı dünyaya armağan eden ülkede "Mizah"a tahammül yok artık..
Düşmanlık var.. "Öteki" iseniz düşmansınız.. Ötekine de sövülür..
Öteki olmanız da çok kolay.. Kanınız farklı ise ötekisiniz.. Partiniz başkaysa, ötekisiniz..
Tuttuğunuz takım başkaysa, ötekisiniz.. Dininiz, hatta mezhebiniz, hatta cemaatiniz farklıysa ötekisiniz. Okulunuz farklıysa ötekisiniz..
Hayatın zenginliği, güzelliği, rengi olan "Farklılıklar", bizde düşmanlık sebebi..
Bir sabah uyanmışız ki, kendimize bile "Öteki" olmuşuz!..