Artık satır aralarında da değil, arif olmayanın bile anlayacağı dille yazılıyor.. Galatasaray'dan çok iyi haber aldıklarını bildiğim iki imza, Levent Tüzmen ve Gökmen Özdemir, Bülent Tulun nam zatın, Fatih Terim'in kuyusunu kazmak için Galatasaray'ın başarısını bilerek engellediğini nerdeyse ilan edecekler..
Tulun, Başkan Ünal Aysal'ın vaz geçemediği baş danışmanı.. Fatih Terim'e düşman.. Onun olduğu yerde borusunun ötmeyeceğini biliyor. Ötmüyor da zaten.. Fatih onu, Florya'dan attırdı. Şimdi adım atamıyor ama Arena'daki ofisinde hocanın ayaklarının altına muz kabukları seriyor..
Ünal Aysal da ondan vaz geçmiyor. Geçmediği gibi baş tacı ettiğini her fırsatta gösteriyor..
Kim Bülent Tulun?. Adnan Polat için Adnan Sezgin ne ise, o!.. Hatta fazlası.. Terim'in istediği transferlerin hiç birini yaptırmayan, Terim aleyhine tüm haberleri medyaya sızdıran adam.. Kim Bülent Tulun?. Galatasaray'da yönetici olduğu zaman bazı kulüp evraklarının fotokopisini çıkarıp evine götüren, bunları zaman zaman kendi lehine kullanma teşebbüslerinde bulunan, en sonunda polisin eline düşmesine sebep olup, Galatasaray Kulübü'nün polis tarafından basılmasına sebep olan adam..
Kim Bülent Tulun?.. Daha önce görev yaptığı ticari ve sportif kurumlardan soruşturun.. İşte bu adamı Ünal Aysal yanında taşımaya ve baş tacı etmeye devam ediyor.. Bu adamın taktikleriyle, transferleri durdurup Fatih Terim'i bu ikinci sınıf kadro ile baş başa bırakıyor..
Çünkü Ünal Aysal da Fatih Terim'i istemiyor. Ama henüz onu uzaklaştıracak gücü yok. Takımı zayıf tutarak, Terim'in elini zayıflatma planları peşinde.. O zaman taraftarı da arkasına alıp, Terim'i atacak ve sevgili Bülent'i ile bildiklerini okuyacaklar..
Ünal Aysal'ın Galatasaray'a Başkan olması en büyük hayalimdi.. O da tıpkı M. Ali Aydınlar gibi en büyük düş kırıklığım oldu..
İnsanların kendi işlerinde çok başarılı olmaları, sporu ve futbolu da iyi yönetecekleri anlamına gelmiyormuş demek.. Öğrenmem için 55 sene gazetecilik yapmam gerekiyormuş..
Bu 55 senede en büyük mücadelem spora siyasetin karışmasına karşı oldu. Her devirde, her yönetimde isyan ettim..
Demokrat Parti devrinde, büyük kulüpler, başkanlıklarında ünlü siyasileri tercih ederlerdi..
Mesela Suphi Batur, Sadık Giz, nur içinde yatsınlar, DP Milletvekili ve Galatasaray Başkanı'ydılar.. Onlar bile, "Bütün Galatasaray taraftarları Demokrat Parti'ye oy verdi" dememişlerdi!.