Kitab ı henüz okumadım.. Sayfaları karıştırdım takıldığım bölümlere göz atarak.. Fotoğraflara bakarak.. Elime aldığım anda düğüm düğüm olan gırtlağıma, nemlenen gözlerime engel olmaya çalışmayarak..
"Karnında Güneş Olan Adam" Muammer Sun.. Yakın dostu ressam Orhan Peker öyle anlatırmış Sun'u.. Bana sorarsanız, beyninde, kalbinde güneş vardı, sevgili Teğmenimin..
1965 Ekim'inde Mamak Muhabere Okulu'na yedek subay öğrenci olarak girdiğimde Muammer Sun, asteğmendi.. Bir buçuk yılımız ayni karargâhta geçti.. Orda tanıdım.. Orda sevdim.. Orda unutulmazlarım arasına girdi..
Bağıra çağıra söylediğimiz Muhabere Marşı onun bestesiymiş.. Törenlerde yürüdüğümüz Alay Marşı da..
Askerlikle ve askerlerle arası iyi sanırsınız.. Ne gezer.. Arası müzikle ilgiliydi sadece..
Omzu kalabalık paşalardan biri gelmiş, konferans veriyor.. Yan yana düştük.. Sun'un elinde ST22'ye 5 Piyade Talimnamesi var.. Orda bile talimname derken eliyle bana "Sus" işareti yapınca fark ettim. Talimnamenin içinde Tom Miks vardı.. Onu okuyordu..
TRT, özerk olarak kurulduğu zaman, sanat dünyasının temsilcisi olarak Yönetim Kurulu'na girdi. İlk Genel Müdür Adnan Öztrak, bir canlı yayında TRT'nin tarafsızlık ilkesini ihlal ettiğimi söyleyerek "Bir daha bu kuruma adım atmasın" diye emir vermişti. Muammer Sun, Emil Galip Sandalcı ağabeyimle el ele vererek uğraştılar, sonunda Öztrak'a kastım olmadığını anlattılar, af çıktı, ben sunuculuğuma döndüm..
12 Eylül'de çok çekti.. Solcu olduğu için tutuklandı.. Sürüldü, işsiz, aç kaldı.. Boyun eğmedi..
Onurla yaşadı hep.. Şimdi 80'lerde olmalı..
Kitabı 30 yıllık eşi Sinemis yazmış. Sevda- Cenap And Vakfı da yayınlamış..
Hepsine teşekkürler..
Nice yıllara, benim hep Teğmenim!..