İlginçti gerçekten.. Ama keşke yanına "Ve de çok hoştu" diye ekleyebilseydim. Evin ve Aydın bu fırsatı nasıl kaçırmışlar.. Hem de tam yeriydi.. Boğaziçi Üniversitesi.. Salonun dörtte üçü öğrenci..
Konserin adına bakar mısınız?.
"Osmanlı'dan Cumhuriyete Piyano müziği.."
Piyanoda da o üniversiteden yetişmiş bir harika delikanlı var..
Oturdu piyanonun başına 45 dakika ara vermeden Donizettiler, Michael Haydnlar, İkinci Mahmut, Üçüncü Selim, Beşinci Murat, Abdülaziz dahil Osmanlı için yazılmış marşlar ve saray müzikleri..
Ara verseler.. Çok iyi bir araştırmacı olduğunu gösteren Aydın her defasında çaldığı eser ve onun tarihteki yeri hakkında açıklamalar yapsa.. Müzisyen padişahları anlatsa..
Adım adım piyano müziğindeki gelişmeleri gösterse, salon yıkılır, bu konser tekrarlanırdı inanın.. Evin geçen yıl böyle açıklamalı bir konseri, yabancı bir piyanistle yapmış, salon dolup taştığı için bahçeye ekran konmuş, ben de dışarda, ayakta ve donarak izlemiştim..
Bir gece evvel İş Sanat'ta Viyana Strauss Orkestrası'nın şefi her parçayı nasıl anlatmış ve seyirciyi avcunun içine almıştı..
Bölümün sonunda bu konserde ne işi olduğunu merak ettiğim Wagner'i çözdüm.
Valkürelerin Uçuşu hayli zor bir parça.. Karlıbel, bu parça ile ustalık, virtüözlük gösterisi yapma fırsatı buldu. Onun için seçmiş.
İkinci yarının finali müthişti. Karlıbel son bölümde ve bislerde kendi parçalarını ve düzenlemelerini öyle coşkuyla yorumladı ki, "Keşke konser başından sonuna Aydın Karlıbel eserlerinden oluşsaydı" dedim, çıkarken..