Abuzittincim,
Biliyorum, Bördübetli Çolak Hasan' ın hikayesi pehlivan tefrikasına döndü, ama bu hafta da devam etmeliyim.. Söz! Bu sonuncu Çolak Hasan olacak. Kısaca hatırlatayım.. Kardeşim Bördübetli Çolak Hasan'ın akciğerlerinde kist saptanmıştı. İzmir Ege Üniversitesi doktorları 15 gün sonrasına ameliyat tarihi verip Hasan'ı köye yolladılar. Çolak Hasan 15 gün sonra ameliyat için İzmir'e gittiğinde, son tahliller yapılırken, bi de bakmışlar ki akciğerdeki kistlerin çapı küçülmeye başlamış. Hasan'a "Git iki ay sonra gel" demişler.
Hasan gitti iki ay sonra geldi, ciğerler tertemiz! Değil yaralar, izi bile yok. Uzatmim, üç gün önce döndü Çolak Hasan İzmir'den. Ona bir türlü ulaşamayınca, meraklandım Ankara'dan 700 km. gidip Hasan'ı Bördübet'de ormanda arı kovanlarının yanında buldum Abuzittincim. Her zamanki gibi neşeliydi. Beni görünce "Artık", dedi "Hiç doktorların yanına varmayacakmışım. Bana hastaneyi yasakladılar.."
Bu son gidişinde İzmir'de, bu defa bi kaç profesör baş başa vermiş: Bi ellerinde Çolak Hasan'ın en son MR'ı, öteki ellerinde ciğer filmleri bakmışlar bakmışlar.. Kafalarını önce kaşıyıp sonra sallamışlar. Cık cık cık diye sesler çıkarmışlar. Aralarında bi şeyler konuşup gülüştükten sonra Hasan'a "Sen buralardan hemen uzaklaş" demişler. "Bi daha da hasta masta oldun mu kendi bildiğin gibi kendini tedavi et. Hastanenin duvarının yanından bile geçme.. Doktora moktora sakın gitme.. Tıbbın sana verebileceği bi şey yok"
Hasan'ın yaptığı Abuzittincim, her gün aç karnına bi tatlı kaşığı günlük yağı (Köylüler buna sığla yağı diyorlar) yemek. Sığla yağına bi nohutun dörtte biri kadar da, arıların kovanlarını mikroptan korumak için sıvadığı propolis denen balmumumsu maddeden katıyor.. Balla birlikte hepsini birden yutuyor. 15 gün sonra ciğerdeki kistler küçülmeye başlıyor kardeşim. İki ay sonraysa tertemiz.. Burada bi şey önemli.. Kullandığı bütün maddeler doğal ve taze..
Daha önce sana yazdım. Gerek günlük yağı (Günlük ağacının kabuğunu sıyırınca altından akan sıvı ) gerek propolis, ve de özellikle propolis, bazı ilaçların ham maddesiymiş. Bunlar tıpta biliniyor. Uzak Doğu ve Japonya'da propolis kanser tedavilerinde kullanılmaktaymış. Ben Çolak Hasan'ın doktorlarına ulaşamadım ama bi iki doktor arkadaşımla konuştum. Dedikleri şu "..ilaçların çoğunun hammadesinin bitkilerden elde edildiğini artık herkes biliyor. Çolak Hasan'ın kullandığı karışımlar Çolak Hasan'a iyi gelmiş olabilir. Ama bu başkalarına da iyi gelecek anlamına gelmez. Fakat şu da bi gerçek ki Çolak Hasan' ın hikayesi, tıp fakültelerinde, 'Alternatif Tıp Kürsüleri'nin kurulmasının zamanının geldiğini göstermektedir.."
Pehlivan tefrikasını burada noktalıyorum Abuzittincim. Bu arada bi haber de vereyim. Gümrük Bakanlığı, yayınladığı bi yönetmelikle yurt dışından getirilen bütün alternatif tıpla ilgili "gıda desteklerinin" Türkiye'ye girişini yasakladı. Artık, kaçak sigara, kaçak benzin, kaçak mazot gibi, ancak kanun dışı yollardan bu ürünlere ulaşılabilecek. Bu yönetmelik rezaletini haftaya daha geniş yazarım. Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.
Not: Çolak Hasan artık günaşırı bi çay kaşığı günlük yağı içiyor.
Tecelligunes@yahoo.com.tr