"Aynen duruyor" dedi, Güven içeri girince.. Girdiğimiz yer Kadıköy çarşısının efsane pastanesi Baylan.. Güven gençliğinden beri biliyor.. Ertekin de benim gibi kapısının önünden geçip içine girmeyenlerden.. St. Joseph'te okurken, cumartesi öğlenleri bir vapuruna yetişmek için Bahariye'den koşar, kestirme olsun diye çarşının içinden, Baylan'ın da önünden geçermiş o da.. Hafta sonları evci çıkıyor ya, saatler önemli.. Vapur kaçmamalı..
Giriş alıp gitme pastanesi gibi.. Aradan salona geçiyorsunuz. Bir ara daha.. Efsane bahçe.. Orayı yaza bırakıp, tarihi salona oturduk..
Birer kahve ısmarladık ki, dünya tatlısı bir tonton girdi içeri.. Güven fırladı..
"Ooo!.. Harry!.. Hala burda mısın?.."
Harry, Baylan pastanelerini 1919 yılında Tünel'de kuran ailenin üçüncü kuşağı..
Yaş seksenlerin üstünde ama çakı gibi.. Tüm ısrarlarımıza rağmen oturmadı.. Ayakta sürdürdü uzun sohbetimizi.. Bize Balyan'ı anlattı da anlattı..
Bir hafta evvel, Bebek'te yeni açılan Baylan şubesine gitmiştik.. Bu tarihi aynen koruyan pastane ile ilgisi yok. Çok modern bir yer..
"Niye sattın" diye sordu Güven, yıllanmış dostuna..
"Ben Lenas soyadı taşıyan sonuncu insanım. Çocuğum falan da yok. Yüz yıllık Baylan'ın benden sonra da devam etmesi için, çok güvendiğim inandığım insanlara bu ismi devretmem lazımdı, onu yaptım" dedi..
Yoksa, iki tarafta da işin başında hala o duruyor, ama en çok Kadıköy'de duruyor..
"Bizim efsanemiz Kup Griye'dir" dedi, Harry.. "İlle tatmanız lazım.."
Tıka basa yemiş gelmişiz, tatlı dahil, Çifte Havuzlar, Cemil Topuzlu'daki Bedri Usta'da..
"İlle" diye bastırdı Harry.. Ben ilk defa yiyorum. Güven iyi biliyor.. Harika.. Bir başka Baylan klasiği.. Monşeri.. Görüntü vişne şeklinde çukulata.. İçinde vişne likörü var.. Enfes..
Harry'ye kalsa, bizi şeker komasına sokacak.. "Bir gün aç geliriz" diye söz verip durdurabildik.. "Klasiklerle iş bitmez.. Yeni şubeler, yeni müşteriler, yeni kuşaklar var. Yeni şeyler yapmamız lazım" dedi..
Haklı..
Attila İlhanların, Peyami Safaların, Fazıl Hüsnülerin, Haldun Taner, Asım Bezirci, Behçet Necatigil, Sait Faik, Orhan Kemal, Cemal Süreya, Orhan Arıburnu, Ahmet Oktay, Arif Damar ve daha nicelerinin, sohbet, ilham ve yazım yeri Baylan'ın yeni ağızlara da tat olması gerek..
Attila İlhan orda beklerken yazmış bu dizeleri mesela..
"Geleceğim bekle dedi
ben bekledim o da gelmedi
ölüm gibi bir şeydi
ama kimse ölmedi"
Yazdıranı çok merak ettim..