Bu yazıyı okumaya başladınız mı?. Durun hemen.. Cep telefonunuzu çıkarın. "Afrika" yazın ve 5601'e yollayın..
Turkcell, Vodafone, Avea falan filan fark etmez.. Hepsine uyar.
Tamam mı?.. Yolladınız mı?. Şimdi okumaya devam edebilirsiniz..
Bu mesajla, Somali'ye "5 lira" göndermiş oldunuz..
Müslümansanız, bu ayni zamanda fitreniz bu..
Diyanet İşleri Başkanlığı ilan etti.
Neye mi yarar, topu topu beş lira?.. Dört kişilik aç bir aileyi bir öğün doyurmaya..
Somali'de bütün Afrika'yı saran kuraklık ve kıtlık var.. O kadar değil.. Bir de iç savaş var. Bu iç savaş yüzünden, ülkenin büyük bir bölümüne Birleşmiş Milletler'in yardımları bile ulaşmıyor..
Milyonla insan açlık tehlikesi içinde, ölümü bekliyor. Özellikle de açlığa tahammülü olmayan çocuklar. Şu anda 30 bine yakın bebeklik yaşında çocuğun ölümle karşı karşıya olduğu tahmin ediliyor.
Sabah gazetesi, Somali'ye yardım için bir kampanya başlattı.. Cuma gecesi Çalık Holding'in iftar yemeğinde daha lokmalar boğazımızdan geçmeden Ceo'muz Berat Albayrak, ordaki feci durumu özetledi, "Hoş geldiniz" konuşmasında..
Sabah önderliğindeki kampanyanın nasıl hızla geliştiğini, yardımların özel uçaklarla yollanacağını, aracı kullanılmadan, birinci elden aç insanlara ulaştırılacağını, kötü ellerde, kötü emellere alet edilmesinin, ya da engellenmesinin söz konusu olmadığını anlattı.
Düşünebiliyor musunuz ortamı?..
Şaire, "Altında mı üstünde midir cennet-i a'lâ El-hak bu ne halet bu ne hoş âb u hevâdır" dedirten İstanbul'un gerçekten dünyada bir benzerini görmediğim o muhteşem Boğaz manzarası içindeyim.. Four Seasons Boğaziçi'nin benzersiz terası..
Önümde de mükellef bir sofra..
"Yani gerçekten bu nasıl bir su, bu nasıl bir havadır" dedirten, Tanrı'nın bize cömertçe bağışladığı cennetin içinde, Somali cehennemini düşünmek.. ..Ve de açlığı.. Açlıktan ölen çocukları, bebekleri..
Düşündüm.. Hem Somali'yi düşündüm, hem de nasıl bir cennette yaşadığının farkında olmayan, bu cenneti cehenneme çevirmek için elinden geleni yapan, kendimizi..
Orada insanlar açlıktan ölüyor.. Biz bu cennet, bu bolluklar ülkesinde, birbirimizi yemekle meşgulüz..
Hepimiz, kafamızdan bir "Öteki" yaratmışız..
Kanına, ırkına göre öteki...
Dinine, hatta mezhebine göre öteki.. Cinsiyetine, düşüncesine göre öteki.. Yaşam tarzına, yaşadığı yere göre öteki.. Hatta keyif olsun, eğlence olsun, oyun olsun diye icat edilmiş sporda, tuttuğu takıma göre öteki..
Öteki'ne yaşam hakkı da yok..
Hepimiz aç olsak.. Hepimiz Somali'de bir lokma yiyecek, içecek bir damla temiz, mikropsuz, zehirsiz su bekleyen milyonlar, açlıktan ölmek üzere olan bebeğine çaresiz bakan analar ve babalar olsak, böylesine bölünebilir, böylesine, kin, nefret, öfke ile birbirimize, hatta öldüresiye saldırabilir miydik?. Bizim gibi açlıktan ölmekte olan birinin "Öteki" olduğunu düşünebilir miydik?.
Bolluğu yüzümüze gözümüze bulaştırıyoruz..
Birbirimize sövmek için yazdığımız yazıların onda birini Somali için yazsak.. Yazarken de düşünsek..
Ah keşke düşünsek.. Düşünebilsek..
Bu muhteşem cennete, bu havaya, bu suya, bu bolluğa layık olabilmeyi düşünebilsek..