FRANKFURT'TA yaşayan sevgili dostum Dr. Erdoğan Karatay'dan bir "Acele" mail geldi.. Almanya gündemine bomba gibi düşen ve büyük bir hukuk ve vicdan tartışması başlatan haberi, size Erdoğan'dan aynen naklediyorum.
Bütün bir hafta sonu, finalde Erdoğan'ın bana sorduğu soruyu, siz de kendinize sorun diye..
***
2002 yılında zengin bir işadamının 11 yaşındaki oğlu Jakob von Metzler kaçırıldı.
Bir kaç gün sonra şüpheli olarak Magnus Gafken adında biri yakalandı.
Gözaltındayken, fidye için kaçırdığı çocuğu, sonradan kendisini tanımasından korktuğu için öldürdüğünü itiraf etti. Çocuk bahsettiği yerde ölü bulundu.
Almanya'da yer yerinden oynadı.
Mahkeme Gafken'i ömür boyu hapse mahkûm etti.
Katil, bir süre sonra Hessen eyalet polisine karşı, gözaltındayken kendisini işkenceyle tehdit ettiği ve psikolojisinin bozulduğu gerekçesiyle tazminat davası açtı.
Polisler, savunmalarında, çocuğu bir an önce canlı bulabilmek umuduyla böyle bir tehditte bulunduklarını söylediler.
Hessen Eyalet Mahkemesi kararını perşembe günü verdi.. Eyalet, yani Alman devleti katile 3 bin Euro tazminat ödemeye mahkûm edildi.
Kararda,
"İşkencenin tehdidi bile insan haklarına aykırıdır, ilgili kişi cani bile olsa" denildi ve "Her insanın kafasında, işkenceyi bazı durumlarda haklı görebileceği tehlikesine" dikkat çekildi. Simdi Almanya'da muhteşem bir tartışma başladı!
Sen olsan ne düşünürdün, sevgili ağabeyim?