Mutluluğun resmi çizilebilir mi, bilemem.. Koca Nazım, Abidin'e sorduğuna göre, konu derin olmalı..
Ama fotoğrafı çekilebilir.. Dün sabah, Günaydın'ın birinci sayfasına baktığımda, kahvemi çizerken, duyduğum his bu oldu.
"İşte mutluluğun fotoğrafı" dedim kendi kendime..
Küçük bir fotoğraf. Sayfanın dibinde kullanılmış.. Ben olsam, tepeden, yarım sayfa falan verir ve o başlığı atardım..
"İşte mutluluğun fotoğrafı.."
Resim bir dizi setinde çekilmiş. Tuba Ünsal.. Kucağında bebeği ile..
Eee.. Ne var bunda?..
Bakın neler neler var?..
Tuba Ünsal, Denizli doğumlu bir genç kız.. Daha 17 yaşındayken, 1998 Elit Model Look yarışmasına katılmış.. Finalist olmuş.. Hepsi bu.. Ama bu "Hepsi" dediğim şey, ayağını aralanan kapının arasına koyması.. Ondan sonra, kapıyı açan, içeri giren ve içerde kalmayı başaran o..
Bu arada bir parantez.. "Elit Model Look" gayet kaliteli ve gayet yararlı bir yarışmaydı. Dünyanın her yerinde, manken, foto model olacak genç kızlar, 16-17 yaşlarında seçilirler. En ciddi uluslararası yarışma da Elit Model Look'dur. Türkiye'de yapılıyordu. Bize kimleri kimleri kazandırdı, Dünya Güzeli Azra Akın başta.. Sonra bazı yobazlar devreye girdiler. O güzelim yarışma yok oldu gitti.
Tuba Ünsal, Elit Model Look yarışması ile "Ben varım" dedi ve dikkati çekip işler almaya başladı. Reklamlar, filmlerde, diziler de küçük de olsa roller.. Çok cazip fiziği ve modern kılığı ile magazin sayfalarının da gözdesi oldu. Resmi bulup altını uydurma merakındaki bir takım meslektaşlarımız yüzünden, bu topluma da ters tanıtılmaya çalışıldı. Ama o hep "Düzgün" kaldı..
Benim onu keşfetmem, Vizon Tele Tuuba (2004) filmindeki rolü oldu. Fazla uzun değildi. Ama Yılmaz Erdoğan'la olan duygusal sahnesini uzun uzun yazdığımı hatırlıyorum. Bu filmle parladı. Diziler ve reklamların baş oyuncuları arasına karıştı. Resminin gazetelerde çıkmadığı gün yoktu.. Ama palavra da olsa, sansasyon meraklısı medya ciddi işleri değil, kafasına uyanları, kafasında yaratılanları yazmaya devam etti.
Mesela gerçek bir sanat filmi harikası "Watercolor/ Suluboya" filmindeki usta oyununun kimse farkında bile olmadı. Tuba, Cihat Hazerdağlı'nın kare kare boyadığı bu çılgın projede, Haluk Bilginer, Selçuk Yöntem, Ahmet Gülhan, Savaş Dinçel, Altan Erkekli, Tamer Karadağlı gibi devlerin arasında ezilmeden oynadı, filmin güzelliği oldu.
Profesyonel yaşamı başarıyla sürerken, özel hayatında da, yansıtılanın tam tersine bir tablo çizdi. Bir aşk evliliği yaptı. Yuvasını kurdu. Evlendiği için, mesleğini terk etmedi. Kendisinden, kişiliğinden vaz geçmedi. Çünkü, bunu ondan istemeyecek bir eş bulmayı da başarmıştı.. Kısa zamanda çocuk sahibi de oldular..
Sette kucağında görülen bebek işte bu.. Sadece Tuba'nın değil, setin de sevgilisi olan bebek..
Şimdi, genç yaşta gelen para, şöhret.. Merdivenlerden hızla tırmanış.. Binlerce erkeğin aklını başından alış..
Buna rağmen bu düzgün, bu örnek, bu ideal, bu mutlu yaşam..
Altını çiziyorum.. Mutlu yaşam..
Ne alkolden dağıtmış bir Tuba gördü millet, ne de uyuşturucu, uyarıcılarla adı geçenler arasında oldu. Dedi kodusu bile yapılmadı o konularda, bu dünyalar şekeri anne ve eşin..
Genç kızlarımızın önüne, böyle modeller koymalı, onları öne çıkarmalı, onları daha çok yazmalıyız!..