"
OPERA /Müzikal" benzeşmesi üzerine yazmıştım, The New York Times'daki bir makaleden kaynaklanarak.. "Günümüzde operalar müzikalleşiyor, müzikaller operalaşırken" diyordu, katıldığım yazı..
Operada kulak, müzikalde göz öne çıkıyordu ya.. Şimdi müzikallerin müzik kalitesi artarken, operalar da görselliğe yönelmeye başladı.
İzmir Operası'nın hazırladığı, çağdaş opera Aşk-ı Memnu'daki görselliğin altını çizmiş, "Biraz daha" demiştim. Ayni haftanın sonunda, bir klasik opera izledik. Rossini, Cezayir'de bir İtalyan Kızı.. Karlsruhe Devlet Operası sahnelemiş..
Görsellik, hem de nasıl doruklardaydı.. Bu müthiş yorumu yapan da bir Türk'tü. Yekta Kara..
Kara, Rossini'yi sadece görselleştirmekle kalmamış.. Olayı günümüze de taşımış.
Klasik operada, Cezayir Beyi Mustafa, eşinden ve hareminden bıkar. Adamı Ali'den bir değişik İtalyan kızı ister. Ali de, Cezayir'e esir düşmüş sevgilisini aramaya gelen bir kadını yakalayıp Mustafa'ya getirir. Fettan İtalyan, başta Mustafa, etraftaki herkesle oynamaya başlar.
Kara'nın yorumunda Mustafa Bey, Türkiye, onu parmağında oynatmaya çalışan Fettan İtalyan ise, Avrupa Birliği'ni simgeliyor.
Müthiş bir iş başarmış Kara.. 2008'den beri kapalı gişe oynamasından, turnelere çıkmasından belli değil mi?:
Cezayir'de İtalyan Kızı, 2. İstanbul Opera Festivali'nin kapanışı oldu.
İstanbul Devlet Opera ve Balesine ve sponsor DenizBank'a yürekten teşekkürlerimizle..