Çocukken,babam bir yere tayin oldu mu, ilk kitapçıyla ahbap olurdu. Torpilli olmak için.. Zaten bir iki tane gelen yeni çıkan kitapları ilk görmek ve almak için.. Bu yüzden başı derde de girdiydi ya..
Dostoyevski'nin Karamazof Kardeşler ve Suç Cezası'nı ayırtıp, aldığı için siyasi şubeden peşine düşmüşlerdi, "Komünist midir" diye.. Cadı Kazanı her devirde kaynadı bu ülkede..
Beni de gümrükte tutmuşlardı, Bulgaristan dönüşü, yanımda 15 plak var diye.. Hepsi klasik.. Çaykovski falan. Ama üzerleri Rus alfabesiyle yazılı.. Krilik.. "Bunlar propaganda aracı. Şöyle geç bakalım" dedilerdi.
Neyse..
Şimdi kitapevleri adım başı.. Kocaman kocaman.. İçleri dolu.. Durmadan yenisi geliyor..
Bana da geliyor.. "Bunu okumam lazım" diye ayırdıklarımı okumam için tanrının bana en az l00 sene daha vermesi gerek.. Öylesi.. Yasemin'le ayırıyoruz. Paketleniyor ve Anadolu'da okullara gidiyor çoğu..
Kendim için ayırdıklarım mı?..
Çevirip bakabiliyorum ancak..
Hayat o kadar dolu, benim kalan vaktim o kadar kısa ki.. Paylaştırmak zorundayım.. Okumaya ayırdığım süre günde iki, en fazla üç saat.. Bu sürede gazeteler, dergiler, yerli yabancı üstelik.. Kalan zamanda da kitaplar.. Anlayın ötesini..
"Evde baş ucumda bulunan ve vakit buldukça karıştırdığım kitaplardan iki satır bahsetmem lazım" diye düşündüm.. İşte onlar..
"İstanbul Aşk Ekmek Hayal" sevgili dostum, meslektaşım Tevfik Yener'in anıları..
Tevfik müthiş bir gazeteciydi. Tuttuğunu altın etti, sonra Amerikalara taşındı. Orda vakit bulmuş olmalı..
1955, 6-7 Eylül'ünden başlayarak Beyoğlu'nun, İstanbul'un, Türkiye'nin değişimini anlatıyor.
Canlı, içinde yaşanmış olayları naklederek.. Kalın bir kitap, ama başından sonuna okumak zorunda değilsiniz. Fal tutar gibi rastgele bir sayfa açın, o bölümü okuyun.
Zeki Müren'in hayatını değiştiren adam.. Yılmaz Güney'in aşk mektupları.. Beyoğlu muhabirliği, o zaman magazincilik. Tevfik'te anılar müthiş.. Ama sadece magazin değil. Siyaset de var, spor da.. "Vay anasını" diye diye okuyacak, bayılacaksınız..
Kurthan Hocanın, yani Sıfırcı Hocanın, yani Kurthan Fişek'in "Yönetim" adlı kitabı bilimsel.. 1975'te yazdığı kitabı, üçüncü baskı için yeniden toparlamış hocam.. Bu sadece, yönetici olmaya özel merakı olanlar için..
Servet Gürbüz, bu gazetede yayınlanan o feylosofça çizim ve yazımlarını derlemiş. "Hayata Dair/ Ben Bir Yıldızım!.."
"Zaman bütün varlıkların içinden geçer. Sadece insan ne alıp götürdüğünü bilir" diye bitiyor, "Hayat, bir gece yolculuğunda derin uykudan kalkıp camdan dışarı baktığımızda, uçsuz bucaksız tarlada gördüğümüz, ışığı yanan küçük ev" diye başlayan kitapçık.. Bunu alın mutlak..
"Zor Günlerin Adamı Fikret Otyam" her evde bulunması gereken bir antika.. İçeriği, Abdullah Tekin'in Otyam'la yaptığı söyleşiden alıntı.. Ama asıl önemlisi fotoğraflar.. Otyam'ın hayatının önemli anların fotoğrafları.. En güzel resimlerinin fotoğrafları.. Nasıl mı bulursunuz?. Elimdeki tek işaret bytrion.com.. Antalya Film Festivali'nin reklam danışmanı şirket. Onlar hazırlamış..
"Büyük Konstantin/ Helena ve Fausta.." Radi Dikici tarih ve roman bir arada nasıl yazılır onu gösteriyor..
Roma İmparatorluğu'nun dinini Hıristiyanlık olarak ilan eden ve başkenti Roma'dan, kendi adını verdiği Constantinople'a taşıyan gerçekten büyük imparatorun öyküsü ve "Bizans" lafını sözlüklere geçiren entrikalarla dolu saray yaşamını merakla okuyacaksınız.
"Ünlü Türk Hainleri" gazeteciliğe nerdeyse beraber başladığımız babalarımız dost, Erdoğan Tokmaçıoğlu'nun eseri.. Osmanlı ve Cumhuriyete ihanet edenleri, kafa ütülemeden, bilgiye boğmadan, bir ansiklopedi havasında derlemiş Tokmakçıoğlu..
Baş ucunda tutmak, ara sıra karıştırmak için, bire bir..
Bitti mi?..
Biter mi?..
Haftaya bir yazı daha var, böyle..