(Gene pazarın reklamları ve gene geciken mektup. Okurlardan da, Abuzittin'den de, Güneş'ten de özürlerimle.. hu.)

Abuzittincim,
Libya keşmekeşi içinde, çok önemli bi olaya bizim basın nedense ilgi göstermedi. Hükümet adamlarımız da " es" geçtiler.. Ben şaşırdım kaldım doğrusu.. Yazınca sen de şaşıracaksın. Şu anda Libya' da Türkiye, ABD' nin "koruyucusu" durumunda kardeşim. Yalnız koruyucu değil " hem koruyucu hem de hami devleti" konumunda. Bu diplomatik bi deyim olduğundan, ne anlama geliyor tam olarak değerlendiremiyorum, ama belli ki çok önemli bi şi.. Çünkü hem " koruyucu" hem " hami" durumu var. Dikkatini çekerim Seyşel adalarından veya Venezüella'dan bahsetmiyoruz. Hamisi olduğun koca Amerika.. Dünyanın en büyük askeri ve ekonomik gücü!
ABD'nin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, "hami devlet" olmayı kabul ettiği için Türkiye'ye çok "müteşekkir" olduklarını resmen açıklamış Abuzittincim.
Bu "hami devlet"lik sırasında, ABD vatandaşlarının Trablus'daki konsolosluk işlerini de Bizim Büyükelçiliğimiz yönetecekmiş. Amerikalılar bunun için de ayrıca "minnettar" olduklarını belirtmişler. Bu konsolosluk işleri önemli işlerdir Abuzittincim. Şimdi ben Trablus'da konsoloslukta görevli olsam, diyelim bi Amerikalı geldi memleketine gidecek. Vizesinin tarihi de geçmiş. Bi Türk vatandaş, İstanbul veya Ankara' da ABD vizesi için Amerika konsolosluğuna gittiğinde, ne gibi işlemlerle karşılaşıyorsa aynısını yapardım kardeşim. Gerçi biraz gaddarlık gibi olurdu ama Amerikalılar da "hami" lerine nasıl vize işkencesi çektirdiklerini anlarlardı.. Önce şahsi ve ailevi bilgileri gösteren ve bi çok ilgisiz soruyu içeren belgelerin, bilgisayar ortamında doldurulmasını isterdim.. Sonra, 5x5, özel stüdyoda çekilmiş 2 adet, saçlar arkada, kulaklar önde fotoğraf.. Libya'da kaldığın sürece bankalardaki para hareketlerini gösteren en az 3 aylık tüm ekstreler .. Otomobilinin evrakları.. Varsa, arsa ve ev tapuları. Amerika'da kalacağı adres , orada gerekirse, kendisine kefil olabilecek kişiler. Libya'da çalışıyorsa, kendisine yurt dışına çıkması için izin verildiğini gösteren yazı.. Vize öncesi yüz yüze son görüşme sırasında, neredeyse ayakkabı numaranı da içeren bi sürü anlamsız soru. Sonra önce sağ elinin teker teker bütün parmaklarının parmak izlerinin alınması.. Sonra sol elinin bütün parmaklarının teker teker parmak izlerinin alınması. Daha sonra da her elin beş parmağının tümden izleri.. Bütün bunlar yapılırken, kubura düşmüş fareye bakar gibi devamlı tepeden izleyen bi çift göz veya gözler !
Bu işkence sonunda çıkış vizesini, sinirden patlamak üzere olan Amerikalıya verirken de, "Kusura bakmayın sizi biraz üzdük. Ama Türkiye' de bi Türk ABD vizesi almak için hangi muameleden geçiyorsa aynısını sizlere uyguladık. Gene de bize teşekkür etmelisiniz bugün git on gün sonra gel vizeni al demiyoruz" derdim. Madem "hamisiyiz" o kadarlık da racon keselim.
Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.
Tecellister@gmail.com