Gençlere, gençliklerini yaşatmayan sınav var yarın gene.. O illet, o iğrenç, o rezil üniversite giriş sınavı.. Bin iktidar değişti, biri değiştiremedi bu insafsızlığı, insansızlığı..
Lise eğitimi on paralık oldu.. Varsa yoksa, dershaneler.. Dershane milyarderleri yarattık her mahallede, gençlerin hayatını söndürürken.. Parası olanlara, yemeden içmeden kesip parayı bulanlara, öncelik tanıyan, parayı kader yapan sistemi getirdik yerleştirdik..
Daha ilkokul çağından başlayarak, öğrenmeyi değil, a, b, c, d, e, ezberini koyduk, taptaze beyinlere..
O zaman yerin dibine soktuğumuz mahalle mekteplerinin, elif, be, te, se ezberlerinin günahı neydi?..
Geçen gün sinemadayım. Ara verildi ışıklar yandı.. Yani lafın gelişi.. Işıklar yarı yanıyor. Çünkü arada da reklam var. Film başlarken yarım saat reklam yetmiyor. Aralar da reklam dolu..
Yanımda iki genç kız. Öyle hararetle konuşuyorlar ki.. Öyle dalmışlar ki, seslerinin ne kadar yüksek olduğunun farkında değiller.. İster istemez kulak misafiri oluyorsunuz..
"Amerika'ya gitmek istiyorum" diyor birisi.. "Orada çok iyi okullar var. Onlardan birine gitmek istiyorum.."
"Baban yollar" diyor, benim yanımda oturan..
"Amerika'ya yollar, benim istediğim okula yollamaz" diyor, öte yandaki..
"Olur mu" diyor yanımdaki.. "Oyunculuk senin hayatın.."
Genç kız oyuncu olmak istiyor.. Bunun için New York veya Los Angeles'te ünlü okullar, hocalar var, onlarla çalışmak istiyor.. Maddi güçleri de var.
Ama babası onun ciddi bir eğitim almasını, aklı başında bir iş yapmasını istiyor..
Düşünüyorum.. Kaç defa da yazdım..
Kim bilir kaç evde bu savaş var.. Kim bilir kaç evde, bu yüzden ailenin tadı kaçıyor?.
Kim bilir kaç evde, babanın dediği olsun diye, kızlar mutsuz oluyor..
Oğullar bir ölçüde kendi yollarını çizmede ısrarlı ve kararlı oluyorlar.. Ama kızlar babalarına, annelerine mahkum..
"Efendim ben onun iyiliğini istiyorum.."
O zaman fikrini söyle.. O kadar.. Baskı yapma.. Emir verme.. Kızı bırakın içinde ne varsa o olsun..
Oyunculuk, sanat, dünyanın en güzel mesleklerinden biri.. Bırakın olsun..
Bir anne, bir baba, çocuğunun mutluluğunun önünde nasıl durur?.
Bırakın kızlarınızı, istediklerini okusun, istediklerini olsunlar..
Hayat onların hayatı..
İlerde pişman olurlarsa, sorumlu kendileri..
Ama ya sizi dinledikleri için pişman olurlarsa.. Zamanı geriye çevirebilir mi, kızınız?.. Zamanı çevirebilir misiniz siz, vicdan azabından kurtulmak için..