Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Bana sorarsan Galatasaray'ın Kupa'dan elenmesi iyi oldu. Böylece çocuklar kendilerini lige daha çok verecekler. Lige verince de, dördüncü olup Avrupa Kupalarına katılmaları artık bir mucize olsa da, birkaç puan daha alarak ligde kalmayı garantileyebilirler ki, bu bence çok daha önemli.
Tabii böyle kritik anlarda teknik kadro değişikliğine de asla gidilmemeli. Bu futbolcularda büyük bir moral bozukluğu yapabilir. Ne demişler "Irmağı geçerken at değiştirilmez!" Kaldı ki bunlar at değil aslan..
Neyse, futbolu pek bilmediğim için daha fazla ahkam keserek seni de sinirlendirmek istemem Abuzittincim. Esas değinmek istediğim, Antalya'daki alkol kontrolü. İki genç mimar, büfeden aldıkları birayı, Yat Limanı'nında kıyıya oturup denize karşı içerlerken polis gelip zabıt tutmuş. Meğer Kabahatler Kanunu'nun bilmem kaçıncı maddesine göre içemezlermiş. Birer şişe bira bu. Kimseye zarar verdikleri yok, kimsenin şikâyet ettiği yok. Kendi hallerinde iki adam. Daha da matrağı "Üfleyin bakalım şunu" deyip genç mimarlara alkolmetreyi dayamışlar. Onlar da üflemiş. Birinde 0.22, ötekinde de 0.34 promil alkol çıkmış. Buna rağmen cezayı kesmişler. Buna rağmen diyorum çünkü yolda çevirmeye takılsalar 0.50 promilin üzerinde alkollü sayılmıyorlar. Şimdi burada, Turizm Bakanımızın da çok haklı olarak belirttiği gibi, bu Alkol Kurulu mu ne, bunların hazırladığı yönetmeliklerin biran önce gözden geçirilip boşlukların doldurulması lazım.
Antalya'daki olay da gösteriyor ki araba kullanırken nasıl bi alkol üst sınırı varsa deniz kıyısında bira içerken de bi sınır konması lazım. Ve bunun kesinlikle 0.50'nin üzerinde olması gerek. Çünkü birinde araba kullanıyor. Aksiyon var.. Ötekinde oturmuş bira içiyor. Yani tehlikeli bi pozisyon söz konusu değil. Şunu anlarım, ayağa kalkmış, bi elinde bira şişesi, öbür eliyle de denize karşı bi aksiyonda bulunuyorsa, o zaman Kabahatler Kanunu'nun gerekli maddeleri, promil derecesine bakmadan da uygulanabilir.. Orda hem tehlikeli bi pozisyon hem de çevre kirliliğine sebep olan fiili durum var. Ama Antalya'daki olayda böyle bir durum yok. Eğer Kabahatler Kanunu'nda "...deniz kenarında, hiç bi şekilde, ayakta,oturarak veya çimmiş vaziyette bira içilemez" diye bi madde bulunuyorsa o zaman kanunlara uymak hepimizin görevidir.
Bu gidişle olacağı şudur Abuzittincim.. Gecenin bi vakti.. Çalınan kapı.. Ev sahibi pijamalarıyla korku içinde kapıyı açıyor.. İki polis, ellerindeki üfleme aletini şaşkın adama uzatıyorlar:
"Üfleyin!"
" Niye?"
"Dolmuş beklerken elinizdeki şişeden iki fırt aldığınız mobese kameralarına takılmış. Üfleyin!"
"Bende gastrit var. O da mide ilacım."
"Yaaa...Mide ilacı mı yoksa ne ilacı şimdi görürüz, üflee! Yengeyi de çağırın o da üfleyecek. Şişeyi çantasında saklayan o.."
Sıkıysa üfleme..
Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.
tecellister@gmail.com

NOT:
Uğur Dündar kardeşimin, ünlü ressam, seramik sanatçısı kayınvalidesi Ümran Baradan vefat etmiş. Allah rahmet eylesin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA