Neden "Galatasaray" yazmadığımı soruyorlar.. Ziyan edecek yerim yok da ondan..
İşe yaramayan yazıyı niye yazayım..
İnsan içine çıkacak yüzleri olmayanlar bağıra bağıra işlerinin başında kalacaklarını ilan ediyorlar.
Yönetim Kurulu'nun bir kısmı zaten köle gibi.. Sözüm ona itiraz edenler, "Hepiniz gidersiniz, benim adamım kalır" diye resti yiyince, tükürdüklerini yaladı, sus pus olup oturdular..
Kongre desen, zaten yıllardır yoktu. Ben boşuna mı istifa ettim, Galatasaray üyeliğinden.. "Üzerlerine ölü toprağı serilmişlerin arasında işim yok" diye..
Yaşayan eski başkanların sahipleneceğini ümit ettim bir ara..
Selahattin Beyazıt, Alp Yalman, Faruk Süren, Mehmet Cansun hatta Ali Ağabeyler bir araya gelir, yol gösterir diye.. Onlar da sırra kadem.
Son ümidim Fatih Altaylı'ydı.
Galatasaray'da ikinci başkanlık yapmıştı. Harika bir Galatasaraylıydı. Zamanında, Özhan Cemiyet Başkanı, o yardımcısı iken, bir haftada 178 imza toplamıştı, kongre üyelerinden, kulüpten ihracım için.. Cemiyette o kadar güçlüydü. Elinde de müthiş etkili bir gazete vardı, ek gibi verdiği dev gibi spor gazetesiyle..
Onu aradım. "Seyir mi edeceksin" diye.. Zerre eylem yok.. Güzel yazıyor, ama işe yaramayacağını da biliyor..
Eee.. Eski Yunan'dan beri herkes layık olduğu yönetime kavuşurmuş.
Galatasaray da bunlara, yani Fener Başkanının kankalarına layık..
O zaman bana ne?.