Antalya'da okudum haberi, Hürriyet'in birinci sayfasında.. "Varlığım neden Türk varlığına armağan olsun. Ben Türk değilim ki" demiş, Sevgili Sırrı Sakık.. Buradaki "Sevgili" sıfatının lafın gelişi olmadığını en iyi bilenlerden biridir, Sakık. Karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı bir yakınlığımız var. Bu ülkede binlerce cana mal olan ve ne zaman biteceği bilinmeyen Kürt sorununda silahsız ve bölünmesiz bir çözüm bulunacaksa, bu yolda Sırrı Sakık, Ahmet Türk gibilere ihtiyaç duyacağımızı, önce parlamentodaki etnik Kürt milletvekillerini siyasi çözümün olabileceğine inandırmamız gerektiğini kaç kez söyledim ve yazdım.
Türk ve Sakık Meclis'in "Güvercin" kürtleriydi üstelik.. "Onları köşeye sıkıştırmayın. Kucaklayın" dedim hep..
Ahmet Türk'ü milletvekilliğinden de çıkardık. Onu Meclis'ten ihraç eden Anayasa maddesi referandumla değiştiği halde, geri dönüşünü sağlamak için harekete bile geçmedik. Geçen gün baktım, gazetelerde bir başlık..
"Türk de şahinleşti.."
Siz onun yerine olsanız ne yapardınız?.
Ahmet Türk'ü zorla karşı köşeye itersen, İmralı'dan gelen tehditlere karşı paratonersiz bırakırsan, ne olacaktı?.
Sözüm, BDP Milletvekili, Sevgili Sırrı Sakık'a..
Sevgili Sakık,
Milletvekili olduğun zaman, Meclis'te yemin ettin değil mi?. Etmesen bugün milletvekili değildin zaten.. Ettin.. Hele de, senin, benim yöremde yemin, kutsaldır. Sözü bir de yeminle bağladın mı, güneyde, doğuda, o artık senettir..
Ne dedin o yeminde Sakık..
"Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim."
Hepsini geç.. "Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma.."
Sadık kalacağına yemin ettiğin anayasa ne diyor, Sevgili Sakık..
"Madde 66. - Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür."
Anayasa Hukuku açısından geriye doğru gidelim mi?. Bu madde ne demektir, daha iyi anlamak için..
1961 Anayasası, madde 54.. Ayni cümle..
1937 Anayasası.. Dikkatli okuyalım.
Atatürk'ün Anayasası bu..
"Madde 88. - Türkiye'de din ve ırk ayırdedilmeksizin vatandaşlık bakımından herkese 'Türk' denir."
Ve 1924.. Yeni Cumhuriyetin anayasası..
"Madde 88:- Türkiye ahalisine, din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle 'Türk' ıtlak olunur (adı verilir) .."
Yani, Sadık kalacağına yemin ettiğin anayasa, Türk'ü daha ilk günden, Atatürk'ten beri "Din ve ırk farkı olmaksızın", tekrar ediyorum, "Din ve ırk farkı olmaksızın" bir vatandaşlık bağı olarak tarif ediyor. Hepsi bu..
O zaman "Ben Türk değilim ki" derken, Sevgili Sakık, ya ettiğin yeminine sadık değilsin, ya, sadık kalacağına yemin ettiğin anayasayı bilmiyorsun.
Şimdi, yasaları, anayasaları da bir kenara bırakalım..
Sen Kürtsün Sevgili Sırrı.. Ben çerkesim.. Burası Türkiye.. Ne demek Türkiye.. "Türklerin ülkesi.."
Sen de, ben de Türk olmadığımıza göre bu ülkede "Ötekiyiz." Bunu kendimiz ilan ediyoruz. Bu mudur?. Kendi kendimizi, bu ülkede yabancı, bu ülkede öteki, bu ülkede başkası ilan etmek midir?.
Sen ötekisin. Ben de ötekiyim, ama ikimiz de ayrı ayrı ötekiyiz. Seninle de "Biz" olamayız. Sen Kürtsün, ben çerkesim çünkü..
Ee.. Ne olacak bunun sonu..
Bu ülkeyi kuran Kayı Boyundan 300 kişiden, safkan tek kişi kaldı mı, Rumlarla, Sırplarla, Ukraynalı, Çerkes, Yahudilerle evlenen Osmanlı Padişahları dahil..
Sen ne kadar safkan Kürtsün?.
Ben ne kadar saf kan çerkesim?. DNA, kan tespitleri yaptırdık mı?. Hayır.. Öyle bir iddia ve kanıt, bir insanlık suçuna, ırkçılığa girer çünkü. Senin Kürt olman için "Ben Kürtüm" demen yeter. Benim de "Çerkesim" demem.. O kadar..
Yani, ırkçılık yok. Dincilik, mezhepçilik yok. Şimdi sorumu tekrar ediyorum..
"Kürt sen ve Çerkes ben, hangi ortak paydada buluşup, nasıl 'Biz' olacağız?.
Çözüm "Bölünmek"se, dünyanın birleşerek her gün büyüyen sorunlara çare aradığı günümüzde, Türkiye'yi kaça böleceğiz?..
Türkiye'de kaç ırk, kaç din, kaç mezhep yaşıyor, biliyoruz..
Neye göre ve kaça bölüneceğiz, söyler misin?.
Bölünmeyeceksek, neye göre bir arada kalacağız?.. Nasıl "Biz" olacağız, senle, ben?. İki "Öteki" nasıl "Biz" olacağız?.
Nasıl kardeş olacağız seninle, Sırrı?..