(Efendim Abbas Antalya'da.. Aslında bugün dükkan kapalı olmalıydı. Ama hem pazar, hem de baktım elimde Sıtkı'nın (Sıtkı Uluç.. Benim birşeyim değil, Kışlalı'nın damadı, unutmayın) enfes bir yazısı var, benim geçen haftaki yazıma cevap gibi.. Bayıldım. Siz de bayılacaksınız. Söz Sıtkı'da..)
***
Hıncal Ağbim soruyor:
"Eşcinseller konusunda asker ne yapmalı?"
Asker yasalar ne diyorsa onu yapar. Bu konuda siyasetçiler ne yapmalı ?
Zamanı geldi, ellerini taşın altına koyacaklar. Her şeyden önce, Türkiye'yi "Cinsel ayırımcılığı yasaklamayan tek Avrupa ülkesi" olmaktan kurtaracaklar ki bu, bazılarının pek meraklı olduğu AB'ye giriş koşullarından biridir. Tüm AB ülkelerinde olduğu gibi Türkiye'de de cinsel ayırımcılık yasal olarak engellenince, Türk Silahlı Kuvvetleri, "Eşcinsel asker almam" diyemeyecek, eşcinseller veya kendilerini öyle gösterip askerlik hizmetinden kaçmak isteyenler de başka bahane arayacaklar veya her vatan evladı gibi, tıpış tıpış askere gidecekler.
Türkiye Cumhuriyeti'nde eşcinsel ilişki hiçbir zaman yasak olmadı. Yakın gelecekte, eşcinsellerin yasal olarak birlikte yaşamaları ve hatta nikah yapmaları da gündeme gelir, AB yolundayız ya... Yunanistan, İtalya ve bazı Baltık ülkeleri dışında tüm AB'de eşcinseller birlikte yaşayarak evli çiftlerin yararlandığı yasal olanakları değerlendirebiliyorlar. Bazı AB ülkelerindeyse (Norveç, İsveç, İspanya, Belçika, Hollanda) yasal nikah yapabiliyorlar. Artık AB ülkelerinin tamamında eşcinseller orduya alınıyor.
Eşcinsellik bir "hastalık" olmadığı gibi "hoşgörü" meselesi de değildir. İnsanlık tarihinin her aşamasında var olmuş cinsel ve toplumsal bir vakıadır. Dünya Sağlık Örgütü, eşcinselliği zihinsel hastalıklar listesinden çıkaralı 15 yıl oldu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ordulardan atılan eşcinsel asker ve subayların şikayetlerini haklı bulan örnek kararları var.
"Asker ne yapsın?"
Diğer demokratik ve çağdaş ülkelere bakalım. Oralarda eşcinsellik "Toplumsal bir sorun" değilse de "Askeri bir sorun" olmaya devam ediyor. İspanya ordusunda evlenen eşcinsel askerler dert oluyor, Belçika'da evli eşcinseller birlikte nöbet tutmak istiyor, Hollanda'dakiler ise evlat edinip "askeri kreş" talebinde bulunmayı hedefliyor. (Eşcinsel kadın askerler de göz ardı edilmesin.)
Neticede, çok tartışılmasına rağmen belki de en geçerli çözüm Amerikalıların uygulaması...
Obama geçenlerde değiştirmeye kalktı ama başaramadı: ABD yasası, eşcinsel askerleri, eşcinselliklerini saklı tutmaya zorluyor. "Don't ask, don't tell" yasası...
Hiçbir şey isteme, hiçbir şey söyleme... Ya da "Ben sormayayım, sen de söyleme" diyebilirsiniz..
Bu yasaya uymayan 14 bin kadar Amerikalı asker ordudan atıldı. Oysa ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Michael Mullen, eşcinsel kadın ve erkeklerin özgürce, cinsel tercihlerini saklamadan orduda hizmet vermelerinden yana tavır koymuştu. Siyaset ve kamuoyu onu izlemedi.
Bana sorarsanız, günümüzde gözlemlenen sorun "eşcinsellik" değil, "cinsellik" sorunu... Cinselliğin son derece önemli olduğunu, sağlıklı cinsel yaşamı olmayanların yönetimlerde yer almaması gerektiğini savunan "seksofil"ler ile, cinselliği sadece sorun olarak gören, bundan vazgeçerek işlerin kolaylaşacağını düşünen "seksofob"lar çatışıyor. Ve maalesef, özellikle Batı Avrupa'da seksofoblar iktidarları ele geçiriyor. AB'nin çöküşünün temel nedenlerinden biri bu bence...
Biz ne yapsak? Referandum mu?
Yoksa ulemaya mı sorsak?