Yani Anayasa Mahkemesi kararları üzerine laf etmek içimden gelmiyor.. Çünkü sadece laf üretmiş olacağız. Çünkü sadece konuşmuş olmak için konuşacağız. Böylece ülke gündemini "Laf" üzerine kurma meraklılarının ekmeğine yağ süreceğiz..
Durmadan konuşmaya meraklı bir ülkeyiz.
O konuşmaları kim dinler bakmadan.. O konuşmalarla birinci sayfaları doldurmaya meraklı bir milletiz.. O "Dedim, dedi" haberlerini kimin okuduğuna aldırış etmeden..
Şimdi günlerce bu "Anayasa" yazılacak, Anayasa söylenecek.. Ne olacak?. Kime, neye yarayacak?.
Bu ülkede kural "İmam bildiğini okur.."
"Efendim.. Değişiklik referanduma gidecek de.. Halk okur, aydınlanır.."
Saf dillik etmeyin.. Benim seçmenim Anayasa oylamasında içeriği düşünüp de mi oy kullanacak sanıyorsunuz. Seçmen de İmam kendi çapında.. O da bildiğini okuyacak.. AKP'li mi, AKP karşıtı mı?. İşte size oyun rengi.. Hangi içerik?.
O zaman Anayasa Mahkemesi'nin kararını tartışmanın ne önemi, ne gereği var?. Havanda su döv ya da suya yazı yaz.. Adamın oyu belli yahu!..
Amma velakin, Siyasal Bilgiler'de Anayasa Hukuku okumuş, bu ülkenin hemen tüm Anayasa değişikliklerini yaşamış bir gazeteci olarak, susmam da yadırganır diye bugün köşemi bu konuya ayırmaya karar verdim.
Bakın içeriğe girmiyor. Şekil üzerinde konuşuyorum.
1. Anayasa Mahkemesi, bu ülkenin en yüksek yargı organıdır. Yargıya saygı esastır. Bu kararlara da saygı duyuyorum. Yargıya saygıyı, yargıya inancı bitirdik mi, demokrasi fiilen bitmiş demektir çünkü. Türk Demokrasisi Kuvvetler Ayrımı üzerine kuruludur. Bunun temel sebebi de işte budur. Hiç bir güç, tek başına istediğini yapamaz..
2. Anayasa Mahkemesi kararlarından mutlu olan var mı?.. Yok. İktidar da, muhalefet partileri de rahatsız. Yargının kendi de rahatsız hatta.. Demek kararlar en azından tarafsız. Tarafsız yargı.. Bundan iyi şey olur mu?.
3. İktidar "Anayasa Mahkemesi Anayasayı ihlal etmiştir. Değişiklikleri sadece içerik yönünden inceleyebilir. Oysa içeriğe girmiştir. Referandum yapılmadı. Değişiklik yasallaşmadı. Bu aşamada şekil açısından bile inceleme hakkı yok. Referandumda kabul edilirse ancak o zaman davaya bakabilir" diyor.. Yanlış diyor.
Anayasa'mızın başında "Değiştirilmez", hatta "Değiştirilmesi teklif dahi edilmez" diye geçen hükümler var.
Değişikliği kim teklif edebilir.. Meclis.. Bu maddeleri, Meclis çoğunluğuna rağmen korumak, bu anayasaya göre kimin görevi.. Anayasa Mahkemesi'nin.. İtirazı olan var mı?.
Peki, değişikliğin 'Teklif dahi edilemez' hükümler arasında olup olmadığına karar ne zaman verilmeli o zaman?.
Teklif yapıldığında.. "Yani ne Meclis'i, ne de milleti boşuna meşgul etmeyin. Yığınla zaman ve para kaybına sebep olmayın. Bu teklif geçersizdir. Hukuken yoktur" lafı en başta edilir. Edilmelidir. Bu bir.. Yapılan teklifin "Değiştirilemez. Değiştirilmesi teklif dahi edilemez" denen hükümler arasında olup olmadığına nasıl karar verecek Anayasa Mahkemesi peki, sadece şekle bakabiliyorsa?. Değişikliğin içeriğine bakmadan, içini incelemeden böyle bir karar alabilir mi?.
Demek ki, Anayasa Mahkemesi, Anayasa değişikliklerini içerik bakımından da inceleyebilir.
İncelemelidir. (Bu konuyu daha teknik bir anlatımla ikinci yazımda anlatıyorum.
Biraz daha uzman, biraz daha meraklı olanlar için..)
Efendim, Anayasa Mahkemesi'nin Anayasa değişikliklerini sadece şekil olarak ele alması da bir Anayasa hükmü..
İtirazım yok. O da var. O zaman Anayasa bu konunda çelişkili hükümler getiriyor..
Getirebilir. Böyle zamanlarda Hukukçu, Kanunların lafına değil, ruhuna bakar.
Anayasa'nın ruhu, Anayasa Mahkemesi'nin bu değişiklik tekliflerini, referandumdan önce içerikleri ile de incelemeye hatta görevli olduğuna amirdir.
Mahkeme görevini yapmıştır. Kararlarına saygı duyulması gerekir.
İşte bu kadar!..