Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bu defa açık seçik ve çok net soruyorum..
Atatürk Kültür Merkezi'nin açılmasını istiyor musunuz, yoksa tam tersine engel mi oluyorsunuz?.
İşi başından özetleyeyim..
Ben zamanın Kültür Bakanı Atilla Koç'un açıkladığı planın tam destekçisiydim.
Hiçbir güzelliği ve özelliği olmayan dış ve işlevsiz bir hangar bozması iç mimarisine karşı olduğum mevcut binanın tamamen yıkılması.. Yan taraftaki açık oto parkın yer altına alınarak kazanılacak alanın da eklenmesiyle doğacak çok geniş alanda, açılacak uluslararası bir mimari yarışması sonucu kazanacak projenin gerçekleştirilmesi.. İstanbul'un tıpkı Sydney Operası, tıpkı Bilbao Müzesi ve benzeri örnekler gibi kentin simgesi olarak yükselen bir Cumhuriyet yapısına sahip olması.. Bu yapının, tıpkı Paris'teki Pompidou Merkezi gibi 24 saat yaşayan bir gerçek kültür merkezine dönüşmesi, bugünkü kapısını temsilden temsile açan salon görüntüsünden çıkarılmasını, istiyordum.
Ama başaramadık Sayın Başbakanım..
Ne yazık ki bu ülkede "İstemezükçüler" sayıları bir avuç "Yapmam, yaptırmamcılar" arkalarına bir avuç sözüm ona entel, danteli alıp, en güzel projeleri engelliyorlar.
İzmir'i görüyorsunuz.. Bir çukurlar kenti.. Oysa "İstemezükçü" takımı olmasa şimdi oralarda, İzmir'e bir İzmir daha katan muhteşem yapılar yükseliyordu. Bilirsiniz onlar Konak Pier'i de durdurmaya kalkmışlar, savunduğum için beni mahkemeye bile vermişlerdi. Yükselmeye itiraz, ama yıllardır duran leş çukuruna itiraz yok, İzmir'e her gidişimizde görüyoruz.
AKM için düşünülen o harika proje rafa kalktı. O zevksiz, tatsız ve ruhsuz bina korunarak, içini hiç değilse 24 saat yaşayan bir merkeze çeviren proje yaptırıldı. İstanbul Modern'de başarı ile uygulanan sistem AKM'ye de gelecek, içine kafeler, restoranlar konarak bina, her gün, her saat ziyaretçilere açık hale getirilecekti. İstemezükçüler, bundan da rahatsız oldular.. Ve ne yazık ki, dosya üzerinden karar veren mahkemelerimiz, "Ne olur, ne biter"e bakmadan "Yürütme durdurulsun" dedi ve AKM'ye mühür vuruldu.
İstemezükçüler kazandı ve İstanbul, başka salonu olmadığı için 2008-9 ve 2009-10 sezonlarını adam gibi opera ve bale temsili yapamayarak geçirdi. 2010'da İstanbul Avrupa Kültür Başkentiydi üstelik..
Bunun üzerine, kapıların bir an önce açılması için kollar yeniden sıvandı. Mevcut yapının, içi ve dışı aynen korunarak onarılmasını, koltukların ve akustiğin düzenlemesini içeren bir basit proje yapıldı. Tüm kurullardan geçti. Kültür Bakanlığı da onayladı.
Artık iş 2010 Avrupa Ajansı'nındı. Çünkü AKM onarım bütçesi bu ajansın kalemleri arasındaydı. İş onlara verilmişti.
İhale açıldı. Bir firma kazandı. Ama bu firmaya "Başla" talimatı verilmedi.
Neden verilmedi?.. Neden AKM'de işler başlamadı, kapılar açılmadı ve neden gelecek hakkındaki sorulara, ne ilgili bakanlar, ne de Kültür Ajansı sorumluları, kamuoyu önüne çıkıp cevap veremiyorlar?.
Sayın Başbakan,
En son, Kültür Ajansı'nın bağlı olduğu Devlet Bakanı Hayati Yazıcı ile konuştum. "Sayın Bakan, kabine arkadaşınız Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'la birlikte ortak bir basın toplantısı yapın ve AKM'nin kaderini açıklayın, sorulara yanıt verin" dedim. Günler geçti aradan. Kimsenin kılı kıpırdamadı. İhaleyi kazanan şirketin "Başla densin, kasım ayında kapıları açarız" demesi de yanıtsız kaldı.
Bu "Ölüm" sessizliğinin sebebini araştırdım Sayın Başbakan ve 4 Mayıs'ta bu köşenin manşetinde "AKM'nin kaderi Başbakan'ın elinde" dedim.
Niye dedim..
Çünkü yaptığım araştırmalar ve konuşmaların beni getirdiği noktada Başbakan'ın adı vardı.
"Başbakan en baştaki projesinde ısrarlı. Mevcut binanın yıkılarak oto parkla birleştirilmesi ve bu büyük alanda, simge bir yapının inşa edilmesi. Bunun gerçekleşmesinin ilk şartı, mevcut onarım ihalesinin kadük kalması. Bu ihale iptal edilirse en başa dönülecek. Başbakan'ın kafasındaki projenin gerçekleşmesi için yeniden çalışmalar başlayacak.. Bu yüzden Başbakan AKM'nin onarım işlerinin başlamasına izin vermiyor."
Şimdi Başbakan'a sormak isterim. Durum gerçekten bu mudur?. Bunu açıklayın. Ayni zamanda işi nasıl bitireceğinizi de açıklayın. Geleceği bilelim. Mevcut ihale iptal edilecek, sıfır günlerine geri dönülecek, iki yıl sonra, davalar ve yürütmeyi durdurmalarla gene bugüne gelinecek, 2 yıl kaybeden AKM, iki yıl daha kaybedecekse onu bilelim.
Durum bu değilse, "Madem yasalar izin vermiyor, o zaman AKM bir an evvel onarılsın ve açılsın" diyorsanız, bu defa "Başlayın" emrini vermeyenleri sorgulayın ve teşhir edin ki, adınız kullanılmasın. Başbakanlık bir takım iç hesaplara alet edilmesin.
Sayın Başbakan,
AKM konusunda bir an önce açıklama yapmanız gerek. Avrupa Kültür Başkenti İstanbul'un opera ve bale temsili yapacak salonu olmadan üçüncü yılını geçirmesini istemiyorsanız tabii..
Ve bu açıklamayı, televizyonlardan bizzat sizin sesinizle duymak istiyor kamuoyu..
Çünkü bugüne dek sizden başka herkes konuştu. Tek adım ilerleme olmadı.
Mühürlü duran AKM'nin kaderi sizin elinizde de değil, dilinizde, Sayın Başbakan..
Lütfen konuşun!.